Ahirete İman Bilinmesi Gerekenler

  • Ahiret nedir?
    Dünyada yapılan iyilik ve kötülüklerin karşılığının verileceği yerdir.
  • Ahiret hayatının safhaları nelerdir?
    1. Kabir hayatı
    2. Kıyametin kopması
    3. Yeniden diriliş
    4. Mahşer
    5. Amel defterlerinin dağıtılması
    6. Hesap
    7. Mizan
    8. Sırat
    9. Şefaat
    10. Cennet
    11. Cehennem
  • Ahiret hayatı nedir?
    Kıyametin kopmasından sonra başlayacak olan sonsuz hayata ahiret hayatı denir.
  • Ahiret hayatı ne ile başlar?
    Ölüm ile başlar.
  • Kıyamet nedir?
    Dünyanın sona erip ölülerin yeniden diriltilmesidir.
  • Ölüm nedir?
    İnsanın belli ve ölçülü olan hayatının sona ermesi ile yeni ve sonsuz hayatın başlamasıdır.
  • Ölüm, yok olmak mıdır?
    Hayır, bir âlemden diğer bir âleme göç etmektir.
  • Kabir nedir?
    Canımızın vücudumuzdan ayrılması ile cansız kalan cesedimizin bırakıldığı yerdir.
  • Kabir hayatı nedir?
    Cesedimizin kabre koyulması ile başlayan ve ahiret gününe kadar devam edecek bir hayat ve bir zamandır.
  • Haşr ne demektir?
    Allah’ın, insanları hesaba çekmek üzere tekrar dirilişten sonra bir araya toplamasıdır.
  • Mahşer neye denir?
    İnsanların hesap vermek üzere toplandıkları yere denir.
  • Mahşerde; ilk sorgu hangi konuda olacaktır?
    Mahşerde İlk sorgu namaz konusunda olacaktır.
  • Sur ne demektir?
    Hazreti İsrafil’in (aleyhisselam) kıyameti başlatmak üzere üfüreceği âlettir.
  • Kıyamet ne zaman kopacak?
    Kıyametin ne zaman kopacağını Allah’tan başka kimse bilemez.
  • Mizan ne demektir?
    Ahirette hesaptan sonra herkesin amellerinin tartıldığı ilahî adalet ölçüsünün adıdır.
  • Sırat ne demektir?
    Cehennem’in üzerine kurulmuş manevî bir köprüdür. Herkes bu köprünün üzerinden geçecektir. Mü’minler geçip Cennet’e ulaşacak, kâfirler ise geçemeyip Cehennem’e düşecekler.
  • Şefaat ne demektir?
    Günahı olan müminlerin günahlarının bağışlanması, günahı olmayanların da Cennet’e daha yüksek dereceyle girme si için peygamberlerin ve Allah katında dereceleri yüksek olan kimselerin Allah’a yalvarmaları ve dua etmeleridir.
  • Cennet ne demektir?
    Müminler için ahirette hazırlanmış mükâfat yeridir.
  • Cehennem ne demektir?
    İman etmeyenler ile inandığı hâlde günah işleyenlerin cezalarını çekecekleri yer.
  • Şefaat ne demektir?
    Allah’ın sevgisini kazanmış kişilerin dünyada yaptıkları iyi ameller nedeniyle diğer insanlar için Allah’tan af dilemeleri.
  • Kimler şefaat edebilir?
    Peygamberler, âlimler, şehitler, hafızlar ve Allah’ın veli kulları.
  • Havz nedir?
    Cennet’te müminlere sunulacak tatlı ve berrak içeceğin bulunduğu havuz.
  • Hesap nedir?
    İnsanların dünyada yaptıklarından sorguya çekilmeleridir.

İtikat ile İlgili Soru Cevaplar

  • Rabbin kim? 
    Rabbim Allah.
  • Dinin ne? 
    Dinim İslam.
  • Kitabın ne? 
    Kitabım Kur’an-ı Kerim.
  • Kimin kulusun? 
    Allah’ın kuluyum.
  • Kimin ümmetisin? 
    Hazreti Muhammed Mustafa’nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim.
  • Müslüman mısın? 
  •  Elhamdülillah, Müslümanım.
  • Ne zamandan beri Müslümansın? 
    “Kâlû belâ” zamanından beri Müslümanım.
  • “Kâlû belâ” ne demektir? 
    Allah Teâlâ, dünyayı ve varlıkları yaratmadan önce dünyaya gelecek bütün insanların ruhlarını yarattı. Onları ilahî huzurda topladı ve kendilerine, “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sordu. Ruhlar da, “Evet, bizim Rabbimiz Sen’sin!” dediler. Bu zamana “Kâlû belâ” denir.
  • Nereden geldin, nereye gideceksin? 
    Allah’tan geldim, Allah’a gideceğim.
  • Ne için geldin? 
    Allah’ı tanımak ve O’na kulluk etmek için geldim. Çünkü Allah Teâlâ, insanları ve cinleri Kendisini tanımaları ve Kendisine ibadet etmeleri için yaratmıştır. (Zâriyât Suresi, 56. ayet)
  • Ne olarak geldin? 
    Bütün insanlar, Müslüman olarak doğar ve dünyaya Müslüman olarak gelir. Ben de Müslüman olarak doğdum ve Müslüman olarak geldim.
  • Dini kısaca tarif ediniz? 
    Allah (celle celalüh) tarafından insanları eğitmek, onları dünya ve ahiret mutluluğuna ulaştırmak için peygamberler aracılığıyla bildirdiği ilâhî kuralların tamamıdır.
  • Akıllı insan kimdir? 
    İlâhî huzurda verdiği kulluk sözüne ömür boyu sadık kalan, dürüst bir inanca, faziletli ve ahlâklı bir gidişe sahip olan insandır.
  • Dinler kaç kısma ayrılır?
    Dinler üç kısma ayrılır:
    1. Hak Dinler: Allah (celle celalüh) tarafından peygamberler vasıtası ile insanlara bildirilen ve hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze ulaşan dindir. Bozulmadan günümüze kadar ulaşan tek hak din İslam Dini’dir.
    2. Muharref (Bozulmuş) Dinler: Allah(celle celalüh) tarafından peygamberler vasıtası ile bildirilen, fakat sonradan insanlar tarafından asılları değiştirilen dinler. Hristiyanlık ve Yahudilik gibi.
    3. Batıl Dinler: İnsanlar tarafından icat edilen dinlerdir. Putperestlik, Satanizm, Budizm gibi.
  • Bizim dinimiz hangisidir? 
    Bizim dinimiz, Hak katında tek din olan İslam Dini’dir.
  • Allah katında geçerli din hangisidir? 
    Allah katında (geçerli) din, şüphesiz İslam’dır. (Âl-i İmran Suresi , 9. ayet ) Kim İslam’dan başka bir din ararsa (bilsin ki o din) ondan kabul edilmeyecek ve ahirette zarara uğrayanlardan olacaktır. (Âl-i İmran Suresi, 85. ayet)
  • İslam Dini’nin gayesi nedir? 
    Getirdiği hükümlerle insanları hem dünyada hem de âhirette mutluluğa ulaştırmaktır.
  • İslam Dini kaç ana bölümde incelenir?
    1. İman (itikat)
    2. Allah’ın emir ve yasaklarına uymak (amel)
    3.Çevresiyle iyi ilişkiler içinde bulunmak (ahlâk)
  • İslam Dini’nin özellikleri nelerdir?
    1. Son dindir.
    2. Bütün insanlığa gönderilmiştir.
    3. Daha önce gönderilmiş bütün peygamberleri ve ilahî kitapları tasdik eder.
    4. Önceki dinlerin hükümlerini yürürlükten kaldırmıştır.
  • İman ne demektir?
    Allah Teâlâ’nın Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) aracılığıyla bildirmiş olduğu bütün esasların doğru olduğuna kalben inanmak, tasdik etmek ve bunu dil ile de söylemektir.
  • Kelime-i tevhit nedir? 
    “Lâilâhe illallah Muhammedü’r rasûlullah” cümlesidir.
  • Kelime-i tevhidin manası nedir? 
    Allah’tan başka ilah yoktur. Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) O’nun elçisidir (resulüdür).
  • Kelime-i şehadet ne demektir?  “Eşhedü enlâilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve rasûlühû.” cümlesidir.
  • Kelime-i şehadetin manası nedir? 
    Ben şehadet (şahitlik) ederim ki, Allah’tan başka ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki, Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) O’nun kulu ve elçisidir (resulüdür).
  • Bir kimse İslam Dini’ne ne zaman girmiş olur?
    Kelime-i tevhidi dili ile söyleyip kalbi ile kabul ve tasdik ettiği zaman girmiş olur.
  • İmanın doğru ve geçerli olmasının şartları nelerdir?
    1. Hayattan ümit kesmeden önce iman edilmiş olmalı.
    2. Dinî hükümleri reddeden herhangi bir söz veya davranış içinde bulunmamalı.
    3. Dinî hükümlerin tamamının güzel olduğu kabul edilmeli.
  • İmanın çeşitleri nelerdir?
    1. Tafsilî iman
    2. İcmalî iman
  • Tafsilî iman ne demektir?
    İman esaslarının her birine ayrı ayrı inanmaktır.
  • İcmalî iman ne demektir?
    İman esaslarının hepsine birden inanmaktır.
  • İman-ı yeis (ümitsizlik imanı) ne demektir?
    Ölmek üzereyken korkudan iman etmektir. (Firavun gibi).
  • İmanın şartları nelerdir?
    1. Allah’a inanmak.
    2. Meleklere inanmak.
    3. Kitaplara inanmak.
    4. Peygamberlere inanmak.
    5. Ahiret gününe inanmak.
    6. Kaza ve kadere, hayır ve şerrin Allah’ın yaratması ile olduğuna (Allah’tan geldiğine) inanmak
  • İmanın şartları nasıl ifade edilir (Amentü Nedir)?
    “Âmentübillâhi vemelâiketihî vekütübihî verusülihî -velyevmil’âhiri vebilkaderi hayrihî veşerrihî minallâhîteâlâ velbâ’sü ba’del mevti hakkun Eşhedüenlâilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû verasûlüh”,
    “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kazanın; hayrın ve şerrin Allah tarafından geldiğine, ölümden sonra dirilişin gerçekleşeceğine inandım. Allah’tan başka ilah yoktur. Hazreti Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) O’nun elçisidir (resulüdür).
  • Mü’min kime denir?
    Allah’ın varlığına ve birliğine, Hazreti Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) de peygamberliğine kalpten inanan kimseye denir.
  • Müşrik kime denir?
    Allah’ın eşi ve benzeri varmış gibi O’na ortaklar bulan, birden fazla ilah olduğuna inanan kimselere denir.
  • Kâfir kime denir?
    Allah’ın varlığına ve birliğine, Hazreti Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) peygamberliğine ve getirdiği esaslara inanmayan, bunu da açıkça söyleyen kimseye denir.
  • Münafık kime denir?
    Allah’ın varlığına ve birliğine, Hazreti Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) peygamberliğine ve getirdiği esaslara kalben inanmadığı hâlde dili ile inandığını söyleyen kimselere denir.
  • Münafıklığın belirtileri nelerdir?
    Konuştuğunda yalan söylemek, söz verdiğinde sözünde durmamak, emanete hıyanet etmek.

Kıyamet ve Kıyamet Alâmetleri

Sözlükte “kalkmak, dikilmek, ayaklanmak” anlamlarına gelen kıyamet bir terim olarak, evrenin düzeninin bozulması, her şeyin alt üst edilerek yok olması, yok olan ve ölen şeylerin yeniden yaratılıp diriltilerek ayağa kalkması ve mahşere doğru yönelmesi demektir. Bu durumda kıyamet genel bir ölümden sonra genel bir dirilişi kapsamaktadır.
Kıyametin kopması, aklın imkânsız göreceği bir olay değildir. Çünkü evrenin yaratıcısı ve yöneticisi olan Allah’ın, evrendeki düzeni bozması, dolayısıyla bugün tabiatı düzenleyen kanunların alt üst olması akıl açısından mümkündür. Kur’ân-ı Kerîm’de kıyametin geleceğinden kuşku duyulmaması gerektiğini belirten ve kıyamet ile ilgili durumları açıklayan pek çok ayet vardır:

“İnsan kıyamet günü ne zamanmış? diye sorar. İşte göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneşle ay bir araya getirildiği zaman! O gün insan ‘kaçacak yer neresi?’ diyecektir. Hayır, hayır! (Kaçıp) sığınacak yer yoktur. O gün varıp durulacak yer, sadece Rabbinin huzurudur” (el-Kıyâme 75/6-12).

“Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman, insanoğlu (yapıp) gönderdiklerini ve (yapamayıp) geride bıraktıklarını bir bir anlar” (el-İnfitâr 82/1-5).

Kur’an’da kıyamet günü; saat, vâkıa (kesin olarak meydana gelecek olan), et-tâmmetü’l-kübrâ (en büyük felâket ve belâ), hâkka (gerçek olan), gaşiye (şiddetiyle birden bire halkı saran), karia (kapıyı çalacak gerçek) gibi isimlerle de anılmıştır. Kıyamet günü önce müminlerin ruhları alınarak ahirete göçmeleri sağlanacak, böylece kıyamet, insanların kötüleri ve kâfirler üzerine kopacaktır.

 

Ahiretin Varlığının İspatı

Ahiret hayatının mahiyeti ve ahiretteki durumlar, duyular ötesi ve gayba ait konular olduğu için, gözlem ve deneye dayanan pozitif bilimlerle ve akılla açıklanamaz. Bu konuda tek bilgi kaynağı vahiydir. Kur’an’da ve sahih hadislerde ne haber verilmişse onunla yetinilir. Bunun ötesinde aklî bir yoruma gidilemez. Çünkü ahiretteki durumlar dünyadakine benzemez. Aralarında isim benzerliğinden başka bir benzerlik yoktur. Mesela “İsrafil sûra üfürecek, insanların amelleri tartılacak, herkesin defteri ortaya çıkacak” denildiği zaman, hatıra dünyada bilinen bir alet, bir terazi, kağıttan yapılmış bir defter gelmemelidir. Bunların gerçek şeklini ve iç yüzünü ancak Allah bilir. Onların varlığına inanılmalı, mahiyetleri konusunda ise yorum yapılmamalıdır. İslam dini ve kutsal kitabı, ahiret inancına büyük önem vermiştir. Bu sebeple Kur’an’da, hem Mekkî hem de Medenî sûrelerde, 100’den fazla terim veya deyim kullanılarak, ahiret inancı pekiştirilmiştir. Kur’an’da ahiret gününden bahsetmeyen hemen hiçbir sûre yoktur. Kur’an, ahiret fikrini, insanın düşünce ve kalbine bazen apaçık delillerle, bazen da örnekler vermek suretiyle yerleştirmeyi amaçlamıştır. Ahiret hayatından söz eden çok sayıdaki manası apaçık ayetler ile sahih hadisler ahiretin varlığını ispat eden, bu konuda şüpheye asla yer vermeyen nakli delillerdir.
Sağlıklı düşünebilen insan; aklı, kendisinde bulunan adalet, sorumluluk, ebedîlik ve sonsuzluk duygusu ile insanın başı boş ve amaçsız yaratılmadığı fikrinden hareketle, ahiret hayatının varlığını tabii bir şekilde kabul eder. Çeşitli Kur’an ayetleri bu hususlara açıklık getirmektedir:

  1. İnsandaki adalet duygusu, ahirete inanmayı zorunlu kılar. Biz, yüce Allah’ın mutlak ve sonsuz adaletine, inanırız. Bilindiği gibi bu dünyada herkes işlediği suçun cezasını tam anlamıyla çekmemekte, birtakım haksızlıklar meydana gelmektedir. Ahirette ise durum böyle olmayacak, hiçbir şey gizli kalmayacak, hak yerini bulacak, Allah mutlak adaleti ile kötüleri cezalandıracak, iyileri de mükafatlandıracaktır. Şu ayet iyilerle kötüleri bir tutmanın ilahî adalete uymayacağını ortaya koymaktadır: “Yoksa kötülük işleyenler ölümlerinde ve sağlıklarında kendilerini, inanıp iyi ameller işleyen kimseler ile bir mi tutacağımızı sandılar? Ne kötü hüküm veriyorlar? Allah gökleri ve yeri yerli yerince yaratmıştır. Böylece herkes kazancına göre karşılık görür. Onlara haksızlık edilmez” (el-Casiye 45/21-22). İyi ile kötünün, zalim ile mazlumun hesaplarının görüleceği o gün Kur’an’da “din günü, ceza ve mükafat günü” diye nitelendirilmiş, bu terimin geçtiği Fatiha sûresi beş vakit namazın her rek‘atında okunarak, ahiret inancı ve adalet duygusu sürekli canlı tutulmuştur.
  2. İnsandaki sorumluluk duygusu da ahirette inanmayı zorunlu kılar. Yüce Allah insanı, iyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı, hayır ile şerri ayırt eden ve seçen bir varlık olarak yaratmış, bu seçiminden dolayı da sorumlu tutmuştur. İnsanın belli davranışlarından sorumlu olması bu sorumluluğunun karşılığını göreceği bir hayatı ve yurdu gerekli kılmaktadır. Bir ayette şöyle buyrulur: “Göğü, yeri ve ikisi arasındaki şeyleri biz boş yere yaratmadık. Bu, inkar edenlerin zannıdır. Vay o inkar edenlerin ateşteki haline! Yoksa biz, iman edip de iyi işler yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlar gibi mi tutacağız? Veya (Allah’tan) korkanları yoldan çıkanlar gibi mi sayacağız” (Sad 38/27-28).
  3. İnsandaki sonsuzluk ve ebedîlik duygusu, ahirete inanmayı gerekli kılar. İnsanlık tarihi ile ilgili olarak, değişik alanlarda yapılan incelemeler, insanda bir ebedîlik ve sonsuzluk duygusunun varlığını göstermiştir. Vatanından ayrı kalmış fakat yurduna dönmek isteyen bir garip yolcu olduğu duygusu, insanda onu ebedî hayat inancına hazır tutan, yaratılıştan bir özelliktir. Bununla birlikte, dünya hayatına aşırı tutkunlukları yüzünden, ahiret inancına karşı çıkan ve bütün varlık gayelerini geçici dünya yaşantısına hapseden insanlar da olagelmiştir. Kur’an “Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır, ölürüz ve yaşarız. Bizi tüketip bitiren ancak ve ancak zamandır” diyenlerin, gerçek bir bilgiye dayanmadıklarını ifade ederek, inkarcıları ve ahireti yalanlayanları mahkûm etmiş (el-Mü’minûn 23/33-37), bu konudaki ölümsüz gerçeği şöyle hatırlatmıştır: “De ki: Allah sizi diriltir, sonra öldürür. Sonra sizi şüphe götürmeyen kıyamet gününde bir araya toplar. Fakat insanların çoğu bilmezler. Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Kıyametin kopacağı gün var ya, işte o gün batıla sapanlar hüsrana uğrayacaklardır” (el-Casiye 45/26-27).
  4. İnsanın başıboş ve amaçsız yaratılmayışı da ahirete inanmayı gerektirir. Kur’an’da da ifade edildiği gibi insan boş yere ve amaçsız yaratılmamıştır. O, yaratılış gayesini gerçekleştirmek, yeryüzünde halife olmak, ancak kulluk etmek için yaratılmıştır. Öyleyse o bu görevleri yerine getirmekle yükümlüdür. Getirirse ahirette karşılığını da görecektir. Bir ayette şöyle buyrulur: “Sizi sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız? Mutlak hakim ve hak olan Allah çok yücedir. O’ndan başka Tanrı yoktur. O, yüce Arş’ın sahibidir” (el-Mü’minûn 23/115-116).

 

Kıyamet Alametleri

Kıyamet alametleri, insan iradesine bağlı olması veya olmaması, kıyametin kopuşuna çok yakın bulunup bulunmaması durumu göz önünde tutularak iki başlık altında incelenir: Küçük alametler, büyük alametler. Alametlerin büyük veya küçük diye nitelenmeleri önemlerinden dolayı değil, açıklanan sebepten dolayıdır.

1. Küçük Alametler 
Dini emirlerin ihmal edilmesi ve ahlakın bozulması gibi insan iradesine bağlı olarak büyük alametlerden çok önce meydana gelecek olan olaylardır. Peygamberimiz’in gönderilmesi ve onunla peygamberliğin sona ermesi, ilmin ortadan kalkıp bilgisizliğin artması, şarap içme ve zinanın açıkça yapılır olması, ehliyetsiz insanların söz sahibi olması, adam öldürme olaylarının artması, dünya malının bollaşması, zekat verecek fakirin bulunmaması gibi olaylar kıyametin küçük alametlerinin bazılarıdır.

2. Büyük Alametler
Kıyametin kopmasının hemen öncesinde meydana gelecek ve birbirini izleyecek olan olaylardır. Büyük alametler, tabiat kanunlarını aşan ve insan iradesinin dışında gerçekleşen olaylardır. Hz. Peygamber bir hadislerinde, “Kıyametten önce on alamet görmediğiniz sürece dünyanın sonu gelmez” buyurmuş ve bu alametleri şu şekilde sıralamıştır:

a) Duman
Müminleri nezleye tutulmuş gibi bir duruma getiren ve kâfirleri sarhoş eden bir dumanın çıkışı ve bütün yeryüzünü kaplaması.

b) Deccâl
Bu isimde bir şahıs çıkacak ve Tanrılık iddiasında bulunacak, istidrâc denilen bazı olağan üstülükler gösterecek ve Hz. Îsâ tarafından öldürülecektir.

c) Dâbbetü’l-arz
Bu isimde bir canlı çıkacak, yanında Hz. Mûsâ’nın asâsı ve Hz. Süleyman’ın mührü bulunacak, asa ile müminin yüzünü aydınlatacak, mühür ile kafirin burnunu kıracak, böylelikle müminlerin ve kafirlerin tanınmaları sağlanacaktır.

d) Güneşin Batıdan Doğması
Evrenin tek hakimi Allah’ın emriyle güneş batıdan doğacak, bu olaydan sonra iman edenlerin imanı, kendilerine hiçbir fayda vermeyecektir.

e) Ye’cûc ve Me’cûc’ün Çıkması
Bu isimde iki topluluğun yeryüzüne dağılarak bir süre bozgunculuk yapmaları da kıyametin bir başka büyük alametidir.

f) Hz. İsa’nın Gökten İnmesi
Hz. İsa kıyametin kopmasına yakın gökten inecek, insanlar arasında adaletle hükmedecek, Hz. Peygamber’in dini üzere amel edecek, deccâli öldürecek, sonra da ölecektir.

g) Yer Çöküntüsü
Biri doğuda, biri batıda, biri de Arap yarımadasında olmak üzere üç yer çöküntüsü meydana gelecektir.

h) Ateş Çıkması
Hicaz taraflarında büyük bir ateş çıkacak ve her tarafı aydınlatacaktır. Kıyamet alametleriyle ilgili olarak hadis kitaplarımızda pek çok rivayet ve bilgi bulunmaktadır. Ahiretle ilgili diğer konularda olduğu gibi kıyamet alametlerinin mahiyeti konusunda da gerçek bilgi sahibi yüce Allah’tır. Onların gerçek yüzü bilinemez. Ancak bazı yorumlar yapılabilir, mahiyeti ise Allah’a havale edilir.