Hz. Ebu Hureyre (Ra) Eshab-ı kiram arasında en çok hadis-i şerif bilen ve rivayet edenlerdendir. Miladın 600. yılında doğmuştur. İsmi hakkında değişik rivayetler olup, en doğru rivayete göre isminin Abdurrahman bin Sahr olduğu bildirilmiştir. Yemen’in Devs kabilesindendir. Künyesi ise Ebu Hureyre’dir. Bu isimle tanınmasını şöyle anlatır;
“Bir gün kaftanımın içinde küçük bir kedi taşıyordum. Resûlullah ( sav) gördü. “Nedir bu?” buyurdu. Ben de, “kedicik” dedim. Bunun üzerine Resûlullah (sav) bana “Ey kedicik babası (ebu hureyre)” buyurdu.
Ebu Hureyre hicretin 7. senesinde Hayberde Müslüman oldu. Gençliğinde fakirlik ve sıkıntı içinde yaşadı. Müslüman olduğunda da 30 yaşını aşmıştı.
Tufeyl bin Amr (ra) Peygamber efendimiz(sav)’in duası ve emri üzerine kabilesini İslama davet edince ilk kabul eden Ebu Hureyre oldu. Hicretin 7. yılında Tufeyl bin Amr ( ra) iman edenlerle birlikte Yemen’den ayrıldılar. 70 kişiden fazla bir kafile halinde Medine’ye geldiler. Ebu Hureyr e(ra) bir an önce Peygamberimizi (sav) görmek, Ona kavuşmak aşkıyla yanıyordu. Yolculuğun uzun sürmesinden sıkılıyor, sabırsızlanıyordu. Bu halini su beyitle dile getirmiştir:
“Yâ leyleten min tûlihâ ve anâihâ,
Âlâ ennehâ min daret-il-küfri necceti.”
(Ey yolculuk gecesi! Bıktım yolun uzunluğundan ve sıkıntısından. Fakat bu yolculuktur, kurtaran beni küfür ve inkâr yurdundan…)
Medine’ye geldiği sırada Peygamberimiz (sav) Hayber’in fethine gitmişti. Peygamberimiz (sav) Hayber’de olduğu için Medine’ye gelen bu kâfile doğruca Haybere hareket etti. Peygamberimizin ( sav) yanına vardıklarında Peygamberimiz (sav ) Ebû Hureyre’ye bakıp,
–“Sen kimlerdensin?” buyurdu.
Ebû Hureyre(ra)
-“Devs kabilesindenim!” dedi.
Peygamberimiz ( sav ) “Devs içinde kimi gördümse, onda hayır gördüm” buyurdu.
Bundan sonra Ebu Hureyre (ra) Peygamberimize (sav) müslüman olduğuna dair biat etti. Eliyle musafeha ederek, müslüman olduğunu bildirdi.
Ebu Hureyre(ra) gelirken yolda kölesini kaybetmişti Peygamberimizle (sav) otururken kölesi çıkageldi.
Peygamberimiz (sav) “İşte kölen geldi” buyurdu. Bunun üzerine Ebû Hureyre ( sav): “Şahid ol ki o, hürdür. Ben onu Allah rızası için âzâd ettim” dedi. Hayber’in fethinden sonra Peygamber efendimiz (sav) Ebû Hureyre(ra)’ye ve Yemen’den gelen Devs’lilere Hayber’de alınan ganimetlerden hisse verdi. Sonra Medine’ye döndüler. Bundan sonra Ebu Hureyre (ra) Yemen’e dönmeyip annesi ile birlikte Medine’de kaldı.
O, işi gücü olmayan, kimsesiz ve fakir bir kimseydi. Medine’de peygamberimizin himayesinde yaşadı. Suffe Ashabı denilen sahabelerin ileri gelenlerinden oldu. Resulullah ’dan hiç ayrılmadı. Hz. Ebu Hureyre’den sahabe ve tabimden olmak üzere 800 kişi hadis rivayet etmiştir. Bu da onun İlmî üstünlüğünü ve hadis rivayetindeki müstesna yerini göstermeye yeter. Ona niçin çok hadis rivayet ettiği sorulduğunda, ilmi gizlemenin haram olduğunu söylemiştir.
Resulullah’ın bu değerli sahabesi gerçek bir takva ve ilim hazinesiydi. İbadet etmek ve bildiğini duyurmaktan zevk alırdı. Hz. Ömer zamanında Bahreyn Valiliği yapmış, daha sonra da birtakım idari görevler aldıktan sonra Medine’ye gelerek, vefat edinceye kadar orada kalmıştır.
Ebu Hureyre(ra) hoş sohbet, temiz ve ince duygulu, saf gönüllü idi. Emirlik ve valilik ona kibir vermedi, üstelik alçak gönüllülüğünü arttırdı.
Ebu Hureyre, 678 senesinde 78 yaşında iken Medine-i Münevvere’de vefat etti.