Kudüs’ün Tarihi ve Önemi

KUDÜS NEREDE?

Akdeniz ve Ölü Deniz (Lut Gölü)’in kuzey sınırı arasında yer almaktadır. Doğu Kudüs’le birlikte düşünüldüğünde, alan ve nüfus olarak, İsrail’in büyük şehridir. 800.000 üzerinde nüfusa ve 125.1 km² alana sahiptir. Kudüs, üç semavi din olan Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam için kutsaldır. Kudüs konumu itibariyle İsrail ve Filistin’in orta noktasında yer almaktadır. Bu nedenle her iki ülke için de büyük öneme sahip olmaktadır. Kudüs’ün diğer ismi, İsrailliler tarafından Jarusalem olarak bilinmektedir. Kudüs‘ün tarihi, bilinene göre milattan önce 2000’lere kadar uzanmaktadır. Tarihi boyunca iki kez yok olma kaderini tadan şehir, 23 işgale, 52 saldırıya tanıklık etmiştir. Hz. Muhammed S.A.V’in İslamiyet’in yayılmasında önemli bir nokta olan Kudüs’ten Miraç’a yükseldiği ve Mescid-i Aksa’nın burada inşa edildiği bilinmektedir. İsa’nın burada çarmıha gerildiği rivayeti ve bu nedenle buranın hac noktası olarak kabul görmesi Hristiyanlar için, Milattan önce 10. Yüzyılda Kral Davud’un ele geçirmesi ise Kudüs’ü Yahudiler için anlamlı kılmıştır.

Kudüs, Yehuda Dağlarında bulunan platonun güneyinde bulunur. Şehrin rakımı 760 metredir. Bütün Kudüs, vadiler ve kuru nehir yataklarıyla çevrelenmektedir. Kidron, Hinnom ve Tyropeon vadileri, eski şehrin güneyindeki bölgede buluşur. Kidron Vadisi, Eski şehrin doğusuna doğru gider ve Zeytin Dağlarını ikiye ayırır. Kutsal kitap döneminde, Kudüs, badem, zeytin ve palmiye ağaçlarından oluşan ormanlarla çevrelenmişti. Yüzyıllar boyu süren savaş ve hor görme, bu ormanların yok olmasına sebep oldu. Su temini Kudüs’ün yaşadığı en büyük problemler arasında yer alır. Bu durum tarihi ve karışık su kemerleri, tüneller, havuzlar ve sarnıçlarla kanıtlanır. Kudüs Akdeniz ve Tel Aviv’in 60 km doğusundadır. Şehrin karşısına 35 km uzaklıkta, Ölü Deniz vardır ve Ölü deniz, dünyanın en düşük seviyede bulunan su birikintisidir. Komşu şehirler ve kasabalar arasında, güneyde Betlehem (Beyt-ül Lahim) ve Beit Jala, doğuda Abu Dis ve Ma’ale Adumin, batıda Mevaseret Zion ve kuzeyde Ramallah ve Giv’at Ze’ev vardır. Kudüs ormanının yakınında, batı tarafında bulunan Herzl Dağı İsrail’in millî mezarlığıdır.

KUDÜS’ÜN TARİHİ VE ÖNEMİ

Kudüs’ün tarihi, bilinene göre milattan önce 2000’lere kadar uzanmaktadır. Tarihi boyunca iki kez yok olma kaderini tadan şehir, 23 işgale, 52 saldırıya tanıklık etmiştir. Hz. Muhammed S.A.V’in İslamiyet’in yayılmasında önemli bir nokta olan Kudüs’ten Miraç’a yükseldiği ve Mescid-i Aksa’nın burada inşa edildiği bilinmektedir. İslam için önemli olduğu kadar Yahudi ve Hristiyan dinleri için kabul gören bazı yapıtaşları burada bulunmaktadır. İsa’nın burada çarmıha gerildiği rivayeti ve bu nedenle buranın hac noktası olarak kabul görmesi Hristiyanlar için, Milattan önce 10. Yüzyılda Kral Davud’un ele geçirmesi ise Kudüs’ü Yahudiler için anlamlı kılmıştır.

Kudüs, barındırdığı dini değerlerle üç din için ortak kutsal öneme sahip olduğu merkezdir. Harita üzerinde Filistin ve İsrail’in orta noktasında yer alan Kudüs, 800 bin kişilik nüfusa sahiptir. İçerisinde Mescid-i Aksa, Ağlama Duvarı, Kubbet-Us-Sahra gibi dini öneme sahip yerler bulunmaktadır.

Kudüs’ün hem İsrail milliyetçiliği hem de Filistin milliyetçiliği arasındaki merkezi pozisyonunu göz önünde bulundurduğumuzda, 5000 yıllık yerleşik hayatı barındıran tarihi incelerken gereken seçicilik, genelde ideolojik ön yargı veya görüşlerden etkilenir. Örneğin, Şehrin Yahudi dönemleri, İsrailli milliyetçiler (Siyonistler) için önemlidir ve onlara göre, modern Yahudiler, antik İsraillilerden ve Makabiler’den geldiğini iddia ederler. Öte yandan Müslüman, Hristiyan ve Yahudi olmayanlara ait dönemler ise Filistin Milliyetçiliği için önemlidir. Filistin milliyetçilerine göre, günümü Filistinlileri, bölgede bulunan farklı insan topluluklar oluşturmuştur. Sonuç olarak, iki taraf ta şehrin tarihini, şehir üzerindeki iddialarını güçlendirmek adına politikleştirmektedir.