Orucun Faziletleri

Orucun dünyevi ve uhrevi pek çok fazileti vardır. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) “Her kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” müjdesi bu gerçeği bizlere göstermektedir.

Oruç, kulların, Rabbine karşı samimiyetlerinin bir göstergesidir. Orucun mükafatı ise Rabbimizin sonsuz lütfu ve bereketidir. Bir hadiste Efendimiz “Adem oğlunun her ameli katlanır. Bir iyilik yedi yüz misline kadar katlanabilir. Yalnız oruç müstesna. Çünkü onun mükafatını Allah verecektir. Oruçlu iken iki ferah vardır. Birincisi iftar zamanının sevinci, diğeri Rabbine ulaştığı zamanki sevinçtir” buyurarak halis niyet ile tutulan orucun önemine dikkat çekmiştir.

Oruç, dayanışmayı ve yardımlaşmayı öğreten bir ibadettir. Oruç, zenginin, fakir olanı bir nebze de olsa anlaması ve Efendimizin (s.a.v.) “komşusu aç iken kendisi tok olmak (mümine) yakışmaz” buyruğuyla inşa ettiği yardımlaşma medeniyetini idrak etmesidir.

Oruç sabırdır. Oruçlu kimse, önündeki yiyecek ve içecekten uzak dururken, yeri gelir kendisine yapılan olumsuz davranışlara edep ile karşılık verir. Çünkü oruçlu insan, sadece midesiyle değil her azasıyla oruç tutar. “Oruçlu kendisi ile dalaşmak isteyene iki defa ben oruçluyum desin. Cenab-ı Hakk’a yemin ederim ki oruçlunun açlık kokusu, Allah indinde misk kokusundan daha temizdir.”

Oruç, kalkandır. Dünyevi arzulara ve nefsimize karşı güçlü bir bağışıklık sistemidir. Bu anlamda oruç, bütün vücudun, Yüce Allah’ın emir ve yasaklarına uymasının adıdır. Aksi takdirde oruç tutmanın, açlıktan başka insana hiçbir etkisi olmaz. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), “Nice oruçlular vardır ki, onların orucu sadece açlıktır.”  buyurarak bu hakikate dikkat çekmektedir.

Orucun diğer ibadetlerden en büyük farkı ise gösteriş için yapma ihtimalinin çok az olmasıdır. Bu yüzden mümini riyaya sürükleme gibi bir tehlikesi yoktur. Ayrıca orucun kazası da yoktur. Mazereti olmayan yetişkin tüm Müslümanlara oruç farzdır. Resulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Kim mazeretsiz olarak Ramazan’da bir gün oruç yerse, ebediyen oruç tutsa da onu kaza etmiş olmaz.”

Ayrıca farz olan Ramazan orucunu kasten bozmak büyük günahlardan sayılır. Ramazan ayı içerisinde, oruçlu olması gerekirken kasten yiyip içen kimse arka arkaya olmak şartıyla altmış gün oruç tutmak zorundadır. Nitekim Resul-i Ekrem şöyle buyuruyor: “Kim Ramazan ayında orucunu bozarsa; onun üzerine, zıhar yapan kimsenin üzerine lazım gelen şey (Kefaret) gerekir.”

Orucun sünnetleri:

1) Sahuru geciktirmemek ve uykuyu bölerek sahur yemeğini yemek.

2) İftarı akşam namazından önce ve hurma ya da suyla açmak.

3) Ramazan ayı içerisinde iftardan önce sadaka vermek.

4) Ramazan ayının son on günü itikafta olmak.

5) Öğlenden sonra misvak kullanmamak.