Kadir Suresi ve Kadir Gecesi

Kadir, ‘azamet’ ve ‘şeref’ demektir. Kadir Gecesi bu yıl 31 Mayıs 2019 gününü 1 Haziran’a bağlayan gece idrak edilecek. Kadir Gecesinden  Kur’an’ın doksan yedinci suresi olan beş ayetlik Kadir Suresinde bahsedilir.

Kadir Suresi Okunuşu

  1. İnna enzelnahu fi leyleti-lkadr
  2. Vema edrake ma leyletu-lkadr
  3. Leyletu-lkadri ḣayrun min elfi şehr
  4. Tenezzelu-lmela-iketu ve-rrühu fiha bi-iżni rabbihim min kulli emr
  5. Selamun hiye hatta matla’i-lfecr

Anlamı

  1. Şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik.
  2. Kadir gecesinin ne olduğunu sen ne bileceksin!
  3. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.
  4. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner.
  5. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.

Bakara suresinin 185. ayetinde de Kur’an’ın Ramazan ayında indirildiği beyan edildiği için Kadir gecesinin Ramazan ayında bulunduğunu net bir şekilde anlamaktayız.

“(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir.” (Bakara,185)

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v)’e  Kur’an’ı Kerim’in ilk ayeti bu kutsal gecede inmiştir. Peygamberimiz Kadir Gecesi için şöyle buyuruyor; “Kadir gecesinde bir defa, Kadir suresini okumak, (başka zamanda) Kur’an-ı kerimi hatmetmekten daha sevaptır.”

Ayrıca Peygamber Efendimiz “faziletine inanarak ve sevabını da yalnız Allah’tan umarak Kadir gecesini güzel amellerle geçirenlerin geçmiş günahlarının bağışlanacağı” müjdesini vermekte ve bu gecede “Allahümme inneke afüvvün kerimün tuhibbül afve fa’fü anni” yani “Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affeyle” diyerek dua etmeyi tavsiye etmiştir.

Kadir Gecesinde Yapılabilecek İbadetler

  • Kur’an–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli
  • Peygamber Efendimiz (s.a.v)’e salavat getirilmeli
  • Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir
  • Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayati meselelerde derin düşüncelere girmeli.
  • Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli
  • Müminlerle helalleşilmeli
  • Kişi kendine ve diğer mümin kardeşlerine hatta isim zikrederek dualar etmeli
  • Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
  • Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı
  • Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli
  • Hayattaki manevi büyüklerimizin, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri kutlanmalı.

Ramazan’ın Son Günlerinde Yapmamız Gerekenler

Ramazan ayı bizlere ikram olarak sunulmuş huzur ve bağışlanma ayıdır. Efendimiz (s.a.v), “Ramazan; evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennem ateşinden kurtulma ayıdır.” buyuruyor. Bu ayın içinde  ‘bin aydan daha faziletli’ (Kadir Suresi, 3) diye bildirilen Kadir Gecesi bulunmaktadır. Hz. Aişe (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v)şöyle buyurmuştur:  “Bana Kadir Gecesi gösterildi, sonra unuttum; artık onu Ramazanın son on gününde arayın.”  Bunun üzerine Hz. Aişe (r.a.), Peygamber Efendimiz’e: “ Ey Allah’ın Rasulü! Kadir Gecesi’nin hangi gece olduğunu bilecek olursam, o gece nasıl dua edeyim?” diye sormuş, Efendimiz de:

اللَّهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنِّي

Allahümme inneke afüvvün tuhibbü’l-afve fa’fu annî. (Allah’ım! Sen affedicisin, cömertsin. Affetmeyi seversin. Beni de affet.) diye cevap vermiştir.

Bu nedenle özellikle son 10 gün yapılan ibadetler büyük önem taşır.Peygamber Efendimiz Ramazan’ın son 10 gününü camide itikafa girerek geçirirdi. Hz.Aişe validemizden rivayetle; “Ramazan ayının son on günü girdiğinde Resulullah geceleri  ihya eder, ev halkını uyandırır, ibadete soyunur ve eşleriyle ilişkiyi keserdi.”

10 günlük itikafa girebileceğiniz gibi bir gecelik, bir günlük veya bir kaç günlük itikafa da girebilirsiniz. Hanefilerden İmam Ebu Yusuf’a ve Malikilere göre itikafın en az süresi “bir gün”dür. İmam Muhammed ile Hanbelilere göre ise itikafın en az süresi, kişiye bağlı olarak  “bir an”dır. Şafiilere göre ise itikafın en az süresi “Sübhanallah” diyebilecek kadar bir zamandan biraz fazla olmalıdır.   Yani Ramazanın son on günü içerisinde bir mescide vakit namazı kılmak için girerken dahi aynı zamanda “vakit namazı kılma süresince” itikafa niyet edilirse namazı kılıp camiden çıkarken bu sünneti ihya etmiş sayılırız. Diyanet İşleri Başkanlığınca, bu sene ramazanda itikafa girilecek camiler belirlenerek yurt genelinde 11 bin 216 cami hazırlandı.Vatandaşlar, itikaf için hazırlanan camilerin listesine diyanetin resmi sitesinden ulaşabilirler.

İtikafın şartları şunlardır: 
1- Niyet yapılmalıdır.
2- Gündüzü oruçlu olmalıdır.
3- İtikaf bir mescitte yapılmalıdır,
4- İtikafa niyet eden Müslüman olmalı ve dini emirler hususunda mükellef bulunmalıdır.

İtikafı bozan durumlar:

  • Cinsi ilişkide bulunmak.

Kur’an-ı Kerim’de; “Mescidlerde itikafa çekildiğinizde kadınlarınıza yaklaşmayın ”(Bakara,187) buyurulur.

  • Herhangi bir ihtiyaç yokken mescitten dışarı çıkmak.

İtikafa giren kimse mescitten ancak şer’i, zaruri ve tabii ihtiyaçları için çıkabilir. İtikafta olan kimsenin yemesi, içmesi, uyuması ve ihtiyacı olan şeyleri satın alması mescitte olur.

  • Bayılmak

Cennetin Reyyan Kapısı

Cennetin sekiz kapısı vardır;

  1. Sadaka ve zekat ehli kapısı
  2. Namaz kapısı
  3. Cihad ehli kapısı
  4. Reyyan kapısı
  5. Tövbe kapısı
  6. Selam kapısı
  7. Hac kapısı
  8. Zikir, ilim kapısı

Reyyan kelimesi susuzluğu giderilen, suya kanan, susuzluğu olmayan anlamına gelir.Reyyan kapısı cennetin sekiz kapısından birisidir ve bu kapıdan ancak oruçlular girer. Buhari’den nakledilen bir hadisi şerife göre: “Oruçlular girdikten sonra bu kapı kapanır.”

Yine Sehl İbni Sa’d’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Hz. Muhammed(s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“Cennette reyyan denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse  girmez.”

Bu kapıdan girenlerin asla susuzluk yüzü görmeyeceği, “Kim bu kapıdan girerse, sonsuza dek susuzluk hissi duymaz” diye açıkça müjdelenmiştir. Hiç şüphesiz bu ayrıcalık oruç ibadetinin, diğer ibadetler arasındaki yerini ve kıymetini göstermektedir.

Hz. Muhammed(s.a.v)’in Ramazan Sünnetleri

Ramazan ayında dua okumak, namaz kılmak, zekat vermek ve oruç tutmak farzdır. Bu farzların dışında bir de Peygamber Efendimizin sünnetleri mevcuttur.

  1. Peygamber efendimiz her zaman akraba ve yaşlı ziyaretlerine önem vermiştir fakat özellikle Ramazan’da hasta ve yaşlılara yaptığı ziyaretleri artırdığı bilinir. Ayrıca kendi yaptığı ziyaretlerin yanında diğer müminleri de akraba ziyaretlerine teşvik ederdi.
  2. Ümmetine zekat konularında tavsiyelerde bulunur,fakirlerin ihtiyaçlarının giderilmesini sağlardı.
  3. Her zaman olduğu gibi Ramazan ayında da bol bol Kur’an-ı Kerim okurdu.
  4. Tek başına ya da cemaatle birlikte teravih namazı kılardı.
  5. Sahur ve iftarda karnını çok doyurmaz, genelde hurma yeyip su içer,sahura mutlaka kalkardı. Sahurla ilgili bir hadisinde “Sahura kalkmak aynı zamanda o günkü Ramazan orucuna niyettir.” buyurmuştur.
  6. Ramazanın son on gününde dünya ile alakasını keser ve camiye giderek kendini ibadete verirdi.Hazret-i Aişe (r.a) rivayetlerine göre “Efendimiz (s.a.v) vefat edene kadar Ramazan’ın son on gününde itikafa girmiştir. Vefatından sonra eşleri itikafa girmeye devam ettiler.”

 

Orucu Bozan Durumlar

Orucu bozan durumlar sadece kaza gerektiren ve hem kaza hem kefaret gerektiren durumlar olmak üzere ikiye ayrılır.

Hem Kaza Hem Kefaret Gerektiren Durumlar

  •  Cinsel ilişkide bulunmak.
  • Yemek, içmek veya ilaç yutmak.
  • Boğaza kaçan yağmur, dolu ve kar suyunu isteyerek yutmak.
  • Tütün içmek, başkasının içtiği sigara dumanını bilerek içine çekmek.
  • Susam tanesi kadar bir şeyi ağzına alıp yutmak veya çiğneyerek yemek.
  • Azıcık tuz yemek. (Çok tuz yemek ise, sadece kazayı gerektirir.)
  • Zevcesinin veya sevdiği bir kimsenin tükürüğünü, ağız suyunu yutmak.

Bu maddelerin kefaret gerektirme sebebi bedenin beslenmesi veyahut zevk ve lezzet almasından dolayıdır.

Sadece Kaza Gerektiren Durumlar

  • Tedavi veya gıda maksadıyla dahi olsa, serum da iğne yaptırmak gibi orucu bozar ve kaza gerekir. Kefaret gerektirmeme nedeni ağızdan verilmediği içindir.
  • Abdest alırken su çekme esnasında boğaza, buruna veya genze yanlışlıkla suyun kaçması.(Hanbeli mezhebinde bozmaz)
  • Unutarak yeyip içtikten sonra, orucum bozuldu diyerek bilerek yeyip içmek. Peygamber (s.a.v.), “Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir.” buyurmuştur. Unutarak yiyip içen kimse, oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzındakileri çıkarıp ağzını yıkamalı ve orucuna devam etmelidir.
  • Astım spreyi kullanmak.
  • Kulağın içine ilaç damlatmak, kulağı ilaçlı suyla yıkamak.
  • Dişi kanayanın ağzındaki kanı yutması veya tükürükle eşit miktarda karışık kanı yutması
  • Dişlerin arasında kalan nohut kadar şeyi yutmak.
  • Fitil kullanmak.
  • İmsak vaktinden sonra niyet edenin, gün içinde orucunu kasten bozması
  • Denize girince veya gusül alırken makattan su girmesi (Hanbeli mezhebinde bozmaz)
  • Lavman yaptırmak (Maliki mezhebinde bozmaz)
  • Seferde kasten orucunu bozana kefaret gerekmez, sadece kaza gerekir. Çünkü seferde oruç tutmak farz değildir.
  • İsteyerek, zorlayarak ağız dolusu kusmak
  • İmsak vaktinin bittiğini bilmeden yeyip içmek
  • Güneş battı zannederek orucunu bozmak
  • Bayılanı ayıltmak için veya uyuyan kişinin ağzına su akıtmak