Cennetin Reyyan Kapısı

Cennetin sekiz kapısı vardır;

  1. Sadaka ve zekat ehli kapısı
  2. Namaz kapısı
  3. Cihad ehli kapısı
  4. Reyyan kapısı
  5. Tövbe kapısı
  6. Selam kapısı
  7. Hac kapısı
  8. Zikir, ilim kapısı

Reyyan kelimesi susuzluğu giderilen, suya kanan, susuzluğu olmayan anlamına gelir.Reyyan kapısı cennetin sekiz kapısından birisidir ve bu kapıdan ancak oruçlular girer. Buhari’den nakledilen bir hadisi şerife göre: “Oruçlular girdikten sonra bu kapı kapanır.”

Yine Sehl İbni Sa’d’dan (r.a.) rivayet edildiğine göre Hz. Muhammed(s.a.v) şöyle buyurmuştur:

“Cennette reyyan denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. Oruçlular nerede? diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse  girmez.”

Bu kapıdan girenlerin asla susuzluk yüzü görmeyeceği, “Kim bu kapıdan girerse, sonsuza dek susuzluk hissi duymaz” diye açıkça müjdelenmiştir. Hiç şüphesiz bu ayrıcalık oruç ibadetinin, diğer ibadetler arasındaki yerini ve kıymetini göstermektedir.

Orucu Bozan Durumlar

Orucu bozan durumlar sadece kaza gerektiren ve hem kaza hem kefaret gerektiren durumlar olmak üzere ikiye ayrılır.

Hem Kaza Hem Kefaret Gerektiren Durumlar

  •  Cinsel ilişkide bulunmak.
  • Yemek, içmek veya ilaç yutmak.
  • Boğaza kaçan yağmur, dolu ve kar suyunu isteyerek yutmak.
  • Tütün içmek, başkasının içtiği sigara dumanını bilerek içine çekmek.
  • Susam tanesi kadar bir şeyi ağzına alıp yutmak veya çiğneyerek yemek.
  • Azıcık tuz yemek. (Çok tuz yemek ise, sadece kazayı gerektirir.)
  • Zevcesinin veya sevdiği bir kimsenin tükürüğünü, ağız suyunu yutmak.

Bu maddelerin kefaret gerektirme sebebi bedenin beslenmesi veyahut zevk ve lezzet almasından dolayıdır.

Sadece Kaza Gerektiren Durumlar

  • Tedavi veya gıda maksadıyla dahi olsa, serum da iğne yaptırmak gibi orucu bozar ve kaza gerekir. Kefaret gerektirmeme nedeni ağızdan verilmediği içindir.
  • Abdest alırken su çekme esnasında boğaza, buruna veya genze yanlışlıkla suyun kaçması.(Hanbeli mezhebinde bozmaz)
  • Unutarak yeyip içtikten sonra, orucum bozuldu diyerek bilerek yeyip içmek. Peygamber (s.a.v.), “Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir.” buyurmuştur. Unutarak yiyip içen kimse, oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzındakileri çıkarıp ağzını yıkamalı ve orucuna devam etmelidir.
  • Astım spreyi kullanmak.
  • Kulağın içine ilaç damlatmak, kulağı ilaçlı suyla yıkamak.
  • Dişi kanayanın ağzındaki kanı yutması veya tükürükle eşit miktarda karışık kanı yutması
  • Dişlerin arasında kalan nohut kadar şeyi yutmak.
  • Fitil kullanmak.
  • İmsak vaktinden sonra niyet edenin, gün içinde orucunu kasten bozması
  • Denize girince veya gusül alırken makattan su girmesi (Hanbeli mezhebinde bozmaz)
  • Lavman yaptırmak (Maliki mezhebinde bozmaz)
  • Seferde kasten orucunu bozana kefaret gerekmez, sadece kaza gerekir. Çünkü seferde oruç tutmak farz değildir.
  • İsteyerek, zorlayarak ağız dolusu kusmak
  • İmsak vaktinin bittiğini bilmeden yeyip içmek
  • Güneş battı zannederek orucunu bozmak
  • Bayılanı ayıltmak için veya uyuyan kişinin ağzına su akıtmak

 

Sahur Duası

Geceleri ertesi gün oruç tutmak için kalkılan zamana “sahur”, bu zamanda yenilen yemeğe de “sahur yemeği” adı verilir. Ramazan ayında mümkün olduğu kadar sahur yapmaya gayret etmemiz gerekir. Sahurda yediğimiz yiyecekler sayesinde ertesi gün oruç tutmamızın kolaylaştığı gibi sahura kalkanların Allah’ın rahmetine ve meleklerin duasına mazhar olacağı belirtilmiş ve sahur yemeği aynı zamanda “mübarek gıda” olarak nitelenmiştir. Peygamber efendimiz (s.a.v), sahura kalkmış ve bunu ümmetine de tavsiye etmiştir bu nedenle sahur yapmak sünnettir. Sahur yemeğinin fazileti hakkında Peygamber Efendimiz ’in bazı hadisleri vardır;

“Bir yudum su ile dahi olsa sahur yapınız.”

“Sahur yemeği yiyin, zira sahurda bereket vardır.”

“İftarı acele ediniz; sahuru geciktiriniz!..”

Efendimiz (s.a.v), Ramazanda sahura kalkmayı ve iftarda acele etmeyi tavsiye etmiştir.

“Gündüzün orucuna sahur yemeği ile gecenin ibadetine de öğle uykusu ile yardımcı olunuz!” buyurmuştur.

Sahurun bizler için pek çok faydası vardır. Öncelikle sahur yapmak gündüz tutulacak oruç için kuvvet kaynağı olur. Ayrıca sahur vakti, ibadete teşvik eder çünkü sahura kalkınca namaza da hazırlık yaparız. Sahur vaktinde sema kapıları açılır, rahmet iner ve dualar kabul edilir.

Peygamber efendimiz (s.a.v) sahurda şöyle dua ederdi; “Ey bu gecenin ve biraz sonra oIacak sahurun Rabbi oIan AIIah’ımız.. Bizi iftarIara ulaştırırken günahlarımızdan arınmış oIarak orucumuzu açmayı nasip eyIe… Amin…”.

Ayrıca sahurda Kadir Suresini ve şu duayı okumak da faziletlidir.

“Ya mefzei inde kurbetiy, veya ğavsi inde şiddeti, ileyke fezi’tu ve bike isteğestu, ve bike luztu la eluuzu bi sivake vela etlubu’l ferece illa minke, fe eğisni ve ferric enni, ya men yekbelu’l yesire ve ye’fu eni’l kesiri, ikbel minni’l yesire, ve’fu enni’l kesire, inneke ente’l ğafuru’r Rahim, Allahumme inniy es’eluke iymanen tubaşiru bihi kalbi, ve yakinen hetta a’leme ennehu len yusiybeni illa ma ketebte liy, ve razzini mine’l ayşi bima kasemte li, ya erheme’r rahimin. Ya uddeti fi kurbeti veya sahibi fi şiddeti ve ya veliyyi fi ni’meti ve ya ğayeti fi rağbeti ente’s satiru avreti, ve’l aminu rev’eti ve’l mukiylu asreti, feğfir li ğatieti ya erheme’r rahimin.”

“Ey bela ve sıkıntı zamanında sığınağım ve ey zorluk zamanında imdadım! Sana yalvarıp yakarıyorum. Senden imdat diliyor ve Sana sığınıyorum, başkasına değil. Sıkıntı ve zorluklardan çıkışı ancak Senden diliyorum. O halde imdadıma yetiş ve beni sıkıntılardan kurtar. Ey az ameli kabul edip, çok günahı affeden! Benim az amelimi kabul et ve çok günahımı bağışla. Şüphesiz sen bağışlayan ve merhametlisin.Allah’ım! Senden kalbimle birleşen bir iman diliyorum ve birlikteliğinde ancak bana yazdığın şeylerin ulaşacağına kanaat getirebileceğim bir yaqin istiyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Hayatımda bana kısmet ettiğin şeylere beni razı kıl. Ey sıkıntılı anımda birikimim, zorluk zamanımda yaverim, nimetli günümde velinimetim, rağbet ve iştiyakımın doruk noktası olan Rabbim! Sensin kusurumu örtecek, korkumu emniyete çevirecek ve sürçmemi affedecek olan. O halde benim hatamı bağışla. Ey merhametlilerin en merhametlisi.”

 

.

 

Orucun Faziletleri

Orucun dünyevi ve uhrevi pek çok fazileti vardır. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) “Her kim inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa geçmiş günahları bağışlanır.” müjdesi bu gerçeği bizlere göstermektedir.

Oruç, kulların, Rabbine karşı samimiyetlerinin bir göstergesidir. Orucun mükafatı ise Rabbimizin sonsuz lütfu ve bereketidir. Bir hadiste Efendimiz “Adem oğlunun her ameli katlanır. Bir iyilik yedi yüz misline kadar katlanabilir. Yalnız oruç müstesna. Çünkü onun mükafatını Allah verecektir. Oruçlu iken iki ferah vardır. Birincisi iftar zamanının sevinci, diğeri Rabbine ulaştığı zamanki sevinçtir” buyurarak halis niyet ile tutulan orucun önemine dikkat çekmiştir.

Oruç, dayanışmayı ve yardımlaşmayı öğreten bir ibadettir. Oruç, zenginin, fakir olanı bir nebze de olsa anlaması ve Efendimizin (s.a.v.) “komşusu aç iken kendisi tok olmak (mümine) yakışmaz” buyruğuyla inşa ettiği yardımlaşma medeniyetini idrak etmesidir.

Oruç sabırdır. Oruçlu kimse, önündeki yiyecek ve içecekten uzak dururken, yeri gelir kendisine yapılan olumsuz davranışlara edep ile karşılık verir. Çünkü oruçlu insan, sadece midesiyle değil her azasıyla oruç tutar. “Oruçlu kendisi ile dalaşmak isteyene iki defa ben oruçluyum desin. Cenab-ı Hakk’a yemin ederim ki oruçlunun açlık kokusu, Allah indinde misk kokusundan daha temizdir.”

Oruç, kalkandır. Dünyevi arzulara ve nefsimize karşı güçlü bir bağışıklık sistemidir. Bu anlamda oruç, bütün vücudun, Yüce Allah’ın emir ve yasaklarına uymasının adıdır. Aksi takdirde oruç tutmanın, açlıktan başka insana hiçbir etkisi olmaz. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.), “Nice oruçlular vardır ki, onların orucu sadece açlıktır.”  buyurarak bu hakikate dikkat çekmektedir.

Orucun diğer ibadetlerden en büyük farkı ise gösteriş için yapma ihtimalinin çok az olmasıdır. Bu yüzden mümini riyaya sürükleme gibi bir tehlikesi yoktur. Ayrıca orucun kazası da yoktur. Mazereti olmayan yetişkin tüm Müslümanlara oruç farzdır. Resulullah (s.a.v) şöyle buyuruyor: “Kim mazeretsiz olarak Ramazan’da bir gün oruç yerse, ebediyen oruç tutsa da onu kaza etmiş olmaz.”

Ayrıca farz olan Ramazan orucunu kasten bozmak büyük günahlardan sayılır. Ramazan ayı içerisinde, oruçlu olması gerekirken kasten yiyip içen kimse arka arkaya olmak şartıyla altmış gün oruç tutmak zorundadır. Nitekim Resul-i Ekrem şöyle buyuruyor: “Kim Ramazan ayında orucunu bozarsa; onun üzerine, zıhar yapan kimsenin üzerine lazım gelen şey (Kefaret) gerekir.”

Orucun sünnetleri:

1) Sahuru geciktirmemek ve uykuyu bölerek sahur yemeğini yemek.

2) İftarı akşam namazından önce ve hurma ya da suyla açmak.

3) Ramazan ayı içerisinde iftardan önce sadaka vermek.

4) Ramazan ayının son on günü itikafta olmak.

5) Öğlenden sonra misvak kullanmamak.

 

11 Ayın Sultanı”Ramazan”

Ramazan ayı sayısız faziletlerle dolu bir aydır. Ramazanın diriltici özelliği, bütün insanlığı hidayete ve mutluluğa ulaştırmak için yeryüzüne gönderilen Kur’an-ı Kerim’in bu ayda inmeye başlamasından, bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinin bu ay içerisinde bulunmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca, İslam’ın şartlarından biri olan oruç ibadeti de bu aya has bir ibadettir.

Mekke döneminde daha çok iman ve ibadet konularıyla ilgili ayetler inerken, hicretten sonra ise ibadet, sosyal ve iktisadi hayatla ilgili ayetler inmeye başlamıştır. Ramazan ayında oruç tutmayı emreden ayetler de bu zamanda inmeye başlamıştır. Şöyle buyruluyordu:

“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.” (Bakara, 183)

“(O sayılı günler), insanlar için bir hidayet rehberi, doğru yolun ve hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın kendisinde indirildiği Ramazan ayıdır. Öyle ise içinizden kim bu aya ulaşırsa, onu oruçla geçirsin. Kim de hasta veya yolcu olursa, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde tutsun. Allah, size kolaylık diler, zorluk dilemez. Bu da sayıyı tamamlamanız ve hidayete ulaştırmasına karşılık Allah’ı yüceltmeniz ve şükretmeniz içindir. “(Bakara, 185)

Medine’de oruç tutulmaya başlandığı zamanlar Peygamberimiz (s.a.v.), sahabenin geceleri de namazı kılmalarını istiyordu. Abdurrahman b. Avf’ın anlattığına göre; Resulullah şöyle buyurdu;

 “Şüphesiz izzet ve celal sahibi Allah, ramazan orucunu farz kıldı; ben de o ayda gece namazını (teheccüdü/teravihi) sünnet kıldım. Kim ihlasla o ayın orucunu tutar ve gecesinde ibadeti eda ederse günahlardan kurtulur, tıpkı annesinin onu doğurduğu gün gibi olur.”

Medine’de İmsak ve İftar

Oruç, gündüz yapılan bir ibadettir. Buna göre fecr-i sadık ile imsak vakti başlar ve güneş batıncaya kadar bu ibadet devam eder. Allah Kur’an’da bunu şöyle açıklar: “…Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde itikafta iken eşlerinize yaklaşmayın. Bunlar, Allah’ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırlara yaklaşmayın. Allah, kendine karşı gelmekten sakınsınlar diye, ayetlerini insanlara böylece açıklar.” (Bakara,187)

Ramazan aylarında Medine’de imsak için iki ezan okunurdu. Birisi imsaktan önceydi ki bu ezanın amacı teheccüd namazı kılanlar, imsak vaktinin yaklaştığını anlasınlar ve sahur yemeklerini yesinler diyeydi. Bu ilk ezanı Bilal-i Habeşi okurdu. İmsaktan sonra da, oruç ve sabah namazı vaktinin başladığını ilan etmek için ikinci defa ezan okunurdu. İkinci ezanı okumak ise Abdullah b. Ümmi Mektum’a aitti.

Peygamberimiz (s.a.v.) iftarda acele edilmesini ister ve iftarın hurma veya su ile yapılmasını tavsiye ederdi. Enes b. Malik şöyle anlatır: “Efendimiz akşam namazını kılmadan önce birkaç taze hurma ile eğer yoksa kuru hurma ile iftar ederdi. O da yoksa su ile orucunu bozardı.”  Peygamberimiz (s.a.v.) “Her oruçlunun iftarını açtığında reddedilmeyen bir duası vardır” diyerek herkesin iftarını açarken dua etmesini isterdi. Kendisi de ellerini açarak; “Allah’ım, senin için oruç tuttum. Senin verdiğin rızık ile iftarımı ettim!” diye dua ederdi.  Ayrıca “Her kim bir oruçluya iftar yemeği yedirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap verilir.”  diyerek iftar sofrasına başka insanların da çağrılmasına ve akraba ve tanıdıklarla beraber iftar edilmesine teşvik ederdi.

Ramazan Ayında yapılacak diğer ibadetler

Ramazan ayı bilindiği üzere Kur’an Ayı’dır.  Her bir Kur’an harfine normal zamanlarda on sevap yazılırken Ramazanda binlerce sevap verilir. Her Ramazan ayında Cebrail (as) Kur’an’ı baştan sonra okur Efendimiz (s.a.v) dinlerdi. Sonra da Peygamber Efendimiz mescitte sahabelere okur Hz. Cebrail de yanında bulunurdu. Bu hadiseye “arda” denilirdi.

Ramazan ayında verilen sadaka en faziletli sadaka hükmünde olduğu için bol bol sadaka vermeliyiz. Hz. Enes’ den (ra) rivayetle: “En faziletli sadaka, Ramazan ayında verilendir.”

İbn-i Abbas Resulullah’tan (s.a.v) Ramazan’da her gün okunabilecek duaları nakletmiştir.

  1. Gün: Allah’ım! Bu günde tuttuğum orucu gerçek oruç tutanların orucu gibi ve ibadetimi gerçek ibadet edenlerin ibadeti gibi kıl; bu günde beni gafillerin uykusundan uyandır; suçumu bu günde bağışla; ey alemlerin ilahı! Affet beni, ey suçları affeden. Rabbim!
  2. Gün: Allah’ım! Bu günde beni kendi hoşnutluğuna yakınlaştırıp, gazap ve azabından uzaklaştır. Bu günde ayetlerini okumaya beni muvaffak kıl; rahmetin hakkına ey merhametlilerin en merhametlisi.
  3. Gün: Allah’ım! Bu günde bana zeka ve uyanıklık hali ver; beni cahillik ve batıl işlerden uzaklaştır. Bu günde indirdiğin her hayırdan bana da bir nasip ayır; cömertliğin hakkına ey cömertlerin en cömerdi!
  4. Gün: Allah’ım! Bu günde emrini uygulamak için beni güçlendir; bu günde zikrinin güzel tadını bana tattır; kereminle beni bu günde şükrünü eda etmek için hazırla; bu günde hıfzın ve örtünle beni (günah ve beladan) koru; ey basiretlilerin en basiretli!
  5. Gün: Allah’ım! Bu günde beni mağfiret dileyenlerden, sana itaat eden salih kullarından ve mukarreb velilerinden kıl; lütuf ve şefkatin hakkında ey merhametlilerin en merhametlisi!
  6. Gün: Allah’ım! Sana karşı işlediğim günahtan ötürü bu günde beni yalnız bırakma; azap kırbacınla beni cezalandırma; bu günde gazabına vesile olacak şeylerden beni uzaklaştır; lütfun ve nimetlerin hakkına, ey şevkli insanların en büyük arzusu!
  7. Gün: Allah’ım! Bu günde oruç tutup ibadete durmam için bana yardımcı ol; bu günün sürçme ve günahlarından beni uzaklaştır; bu günde sürekli olarak seni zikretmeği bana nasip eyle; tevfikinle ey yolunu şaşanları hidayet eden!
  8. Gün: Allah’ım! Bu günde öksüzlere merhamet etmeyi, fakirlerin karnını doyurmayı, karşıma çıkan herkese selam vermeyi ve değerli insanlarla oturup kalkmayı bana nasip eyle; iyilik ve ihsanınla, ey arzu edenlerin sığınağı
  9. Gün: Allah’ım! Bu günde geniş rahmetinden beni nasipsiz bırakma; açık delil ve burhanlarını bana göster ve beni alıp en kapsamlı hoşnutluğa götür; muhabbetinle ey şevkli insanların arzusu!
  10. Gün: Allah’ım! Bu günde beni sana tevekkül edenlerden, sana göre saadete erişenlerden ve sana yakınlaşan kimselerden kıl; ihsanınla ey arayanların en büyük talebi!
  11. Gün: Allah’ım! Bu günde iyilik ve ihsanı bana sevdir; fısk ve günahtan beni nefret ettir; gazabını ve cehennem ateşini bana haram kıl; yardımınla ey imdat isteyenlerin imdadı!
  12. Gün: Allah’ım! Bu günde örtü ve iffetle beni ziynetlendir; bugün kanaat ve elde olana yetinme libasını bana giydir; beni bu günde adalet ve insafa sevk et ve korktuğum her şeyden beni emniyete al; koruma ve ismetinle; ey korkanları koruyan Rabbim!
  13. Gün: Allah’ım! Bu günde beni (maddi ve manevi bütün) kir ve pisliklerden temizle; bu günde olması takdir edilen olaylara karşı beni sabırlı kıl. Bu günde takvalı olmaya ve iyi insanlarla arkadaşlık yapmaya beni muvaffak eyle; yardımınla, ey zavallı ve miskin insanların göz nuru!
  14. Gün: Allah’ım! Bu günde ayak sürçmelerimden dolayı beni cezalandırma; hata ve yanlışlarımı bağışla. Bu günde beni bela ve afetlerin hedefi etme; izzetinle, ey Müslümanların izzeti!
  15. Gün: Allah’ım! Bu günde bana huşu ehlinin itaatini nasip eyle; mütevazı insanlar gibi dönüş yapıp tövbe etmemle göğsümü genişlet; emanınla, ey korkanların emanı ve güveni!
  16. Gün: Allah’ım! Bu günde iyi insanlarla arkadaş olmaya beni muvaffak kıl ve kötü insanların arkadaşlığından beni uzaklaştır. Rahmetinle bana ebediyet ve sükunet yurdu olan cennette yer ver; ilahlığın hakkına, ey alemlerin ilahı!
  17. Gün: Allah’ım! Bu günün seherlerinin bereketlerinden yararlanmak için beni uyandır; nurların ışığıyla kalbimi aydınlat ve bütün uzuvlarımı bu günün eserlerinden, bereketlerinden yararlandır; nurun ile ey ariflerin gönüllerini aydınlatan!
  18. Gün: Allah’ım! Bu günün bereketlerinden nasibimi bol et; hayırlarına ulaşma yolumu kolaylaştır; iyi amellerinin kabulünden beni mahrum bırakma; ey apaçık hakka hidayet eden Rabbim!
  19. Gün: Allah’ım! Bu günde cennet kapılarını aç; cehennem kapılarını kapat; bu günde Kur’an okumaya beni muvaffak kıl; ey müminlerin kalplerine sükunet ve huzur indiren Yüce Allah!
  20. Gün: Allah’ım! Bu günde beni hoşnutluğuna götürecek bir kılavuz kıl bana; bu gün Şeytan’ı bana ulaştıracak hiçbir yol bırakma; benim yerleşeceğim ve rahat edeceğim yeri cennet kıl; ey arayanların hacetlerini yerine getiren Rabbim!
  21. Gün: Allah’ım! Fazl-ü rahmetinin kapılarını bugün yüzüme aç; bu günde bereketlerini üzerime indir ve beni hoşnutluğuna vesile olacak şeylere muvaffak kıl; beni cennetlerinin ortasına yerleştir; ey perişanların duasını kabul eden Allah!
  22. Gün: Allah’ım! Bu günde beni günah ve kusurlardan beni yıkayıp temizle; kalbimin imtihanında bana kalplerin takvasını ver; ey günahkarların sürçmelerini bağışlayan Rabbim!
  23. Gün: Allah’ım! Bu günde seni razı edecek şeyleri senden diliyor ve seni rahatsız edecek şeylerden sana sığınıyorum. Allah’ım! Bu günde sana itaat edip karşı gelmemek için senden tevfik ve yardım diliyorum; el açıp dilenenlere cömert davranan Rabbim!
  24. Gün: Allah’ım! Beni bu günde velilerini seven, düşmanlarına düşmanlık besleyen ve peygamberlerinin sonuncusu -Muhammed Mustafa’nın (s.a.v)- sünnetine uyan kimselerden kıl; ey peygamberlerin kalplerini koruyan Yüce Allah!
  25. Gün: Allah’ım! Bu günde çabamı mükafatlandır; günahımı bağışla; amelimi kabul buyur ve gözümü günahlara kapa; ey duyanların en iyi duyanı!
  26. Gün: Allah’ım! Bu günde bana kadir gecesinin sevabını lütfeyle; işlerimi zorluktan kolaylığa dönüştür; mazeretlerimi kabul buyur; günah ve vizr-ü vebalı üzerimden kaldır; ey salih kullarına şefkatli olan!
  27. Gün: Allah’ım! Bu günde sünnet amellerden nasibimi çoğalt; -dünya ve ahirette- sorumlu olduğum şeyleri hazırlayarak bana lütuf ve bağışta bulun; bugünde vesileler arasından sana vesilemi yakınlaştır bana; ey ısrarla yalvaranların ısrarı kendisini başkalarıyla ilgilenmekten alıkoymayan Rabbim!
  28. Gün: Allah’ım! Bu günde rahmetinle beni kapla; bu günde bana iyi amelleri yapmak için tevfik ve kötü amellerden korunma gücü lütfeyle ve beni şüphe ve suç unsuru addedilebilecek şeylerin karanlığından temizle; ey mümin kullarına merhametli olan Rabbim!
  29. Gün: Allah’ım! Bu günde tuttuğum orucu kendin ve resulün beğendiği şekilde mükafatlandırıp kabul buyur ve onun füruunu iman ve ihlas olan usulüyle pekiştir; efendimiz Muhammed ve onun tertemiz Ehlibeyti hakkında Ey Rabbim! Ve bütün övgüler alemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur.