Peygamberimiz (s.a.v.) kamil, hakiki ve muvahhit bir mü’min/Müslüman idi. Son din İslamın ilk iman edeni idi. Kur’an’da, onunla ilgili olarak,
6َ ِ ِم ْسل ُ اَّوَل ْ الم َ ا ُك َون َ ْنَ ِ لا ْ ُت ِر ام َوُ
“Bana Müslümanların ilki olmam emrolundu” denilmiştir. (Zümer 39/12)
Kur’an’da “hakîki mü’min” kavramı geçmektedir:
َ ُاتُه ْ I اي ِ م ْه عَلي َ ْت َ ي ِ ا تل َذ ُ ِ وا َ ْ قُل ُُوcم و ِجَل ْت ُ اOَ ُ َ ِر َذ ُ ا ذك ِ ِ َ ين ا ُ َون الَّذ ن ِ نَّ َp ْ المُ ْؤم ِ ا ِ َّ ـp وم ِ ُيم َون َّ الصIل َوة َ ِ َ ين يُق * الَّذ َ ََّكُل َون َو ْ يَت ِ م ّه ِ رَب ا وَعَ\ َ ً ْ اِ َيpن ُم ادْl َز َ ْ ِ م ّه ِ رَب َْد d ات عِ ن َ َج در َ ْ حًّق َُ ا Rم َ ُ َون ن ِ ُ ْ المُ ْؤم ِ َك ُ هم * اولIئ ُ ُق َون ِ ْف ْ يُن َ ُاهم َ َز ْقن ر d يم dق َ ك ِر ِ ْز ور ة َ dَ ِر َ ْغف َو
“Mü’minler ancak Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, kendilerine Allah’ın âyetleri okunduğu zaman (o âyetler), imanlarını artıran ve yalnız Rab’lerine güvenen kimselerdir. Onlar, namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte onlar hakiki müminlerdir…” (Enfal 8/2-4)
Hz. Muhammed (s.a.v.), peygamberlik öncesinde de asla putlara tapmamıştır. Peygamber olarak görevlendirildikten sonra insanları tevhide, gerçek imana davet etmiştir. Peygamberin davet ettiği ve Kur’an’da Allah’ın gerçek mü’min olarak nitelediği manada imana sahip olabilmek için; kesin bir şekilde iman edilmesi, imanda asla şüphe olmaması, Kur’an’ın ve Peygamberin haber verdiği şeylerin bütününe, azapla karşılaşılmadan, yeis haline düşülmeden önce iman edilmesi, imana şirk karıştırılmaması, iman esaslarının kalp ile tasdik edilmesi, ayetlerden yüz çevrilmemesi ve Allah ve Resulünün hükümlerine razı olunması, ayetlerin ve dini hükümlerin alay konusu edilmemesi (Kehf, 18/106) gerekir.