Kader, İslam dininde imanın şartlarından biri olan kaderin esas anlamı Allah’ın, olmuş ve olacak her şeyi bilmesidir. Yüce Allah’ın, ezelden ebede kadar olmuş ve olacak bütün şeylerin yerini ve zamanını, özelliğini ve niteliğini sonsuz ilmiyle bilip takdir etmesi ve bununla birlikte sınırlaması anlamına gelmektedir.
Kader konusunda bilinmesi gereken önemli bir husus da şudur: Kaderin iç yüzünü yalnızca yüce Allahü teala bilebilir. Mutlak manada ve kesin bir şekilde çözümlenmesi mümkün olmayıp sadece Allah’ın takdir edeceği ilahi bir sırdır. Bununla birlikte kaza ve kadere iman etmek, imanın esaslarındandır. İnsanlar kaderi bahane haline getirip kendilerini sorumluluktan sıyıramazlar. Allahü teâlâ yarattığı her şeyi bazı sebeplere bağlamıştır. İnsanlar eğer bu sebepleri ihya ederse Allah’da bu sebeplerin sonucunu yaratır ki bu da ilahi kanun ve diğer bir deyişle kaderdir.
Evlilik Kader Midir?
Yüce Allah insana özgür iradeyi ve diğer canlılardan ayıran düşünme yetisini nasip etmiştir. Bu nedenle insan oğlunun özgür iradesi insanı kaderine götürmektedir. Allahü teâlâ, tüm insanları kendi özgür iradeleriyle yapacağı seçimlerin nerede, ne zaman gerçekleşeceğini, zamanla sınırlı olmayan kudretli ilmiyle bilir ve buna göre dileyip zamanı gelince kulun seçimi doğrultusunda yaratır. Evlilik konusunda da bir insanın birçok kısmeti çıkabilir, fakat nihayetinde bir kimse ile evlenilmektedir. Bu bağlamda Allah’ın ilmi, kulun seçimine göre olup, Allah’ın sonsuz manadaki ilminin ve bilgisinin, kulun özgür iradesinde ve seçiminde zorlayıcı bir etkisi söz konusu değildir. Evlenecek olan bir insan düşünüp tartmalı, kendisi, ailesi ve evleneceği kimse için hayır olacak bir seçim yapmak için uğraşmalıdır. İnsan sahip olduğu bu özgür irade ile bir yandan da yüce yaratıcısı olan Allah’tan kendi hakkında hayırlı olacak bir evlilik istemelidir.
Evlilik, kişinin dini hayatını en güzel şekilde yaşaması ve koruması için son derece lüzumlu bir müessesedir. Bu sebeple evlenirken dindar, güzel ahlak sahibi eşleri seçmek ve dindar bir aile kurmaya çalışmak îcab eder. Ailenin en güzel tarafı gönül meyveleri olan evlatlardır. Kişinin hanımı ve çocuklarıyla huzurlu bir hayat sürdüğü aile yuvası, adeta bir cennet köşesidir.
“Kim evlenirse imanın yarısını tamamlamış olur; kalan diğer yarısı hakkında ise Allah’tan korksun!” (Heysemî, IV, 252)
Dua İle Evlilik Kaderi Değişir Mi?
Dua ile bir Müslüman birçok zorluğu aşabilir, hastalığına şifa bulabilir, hayırlı bir evlilik yapabilir. Yüce Allah hastanın derdini bilen doktor misali, bizim istek ve arzularımızı ihtiyacımıza göre verir. Bazen zenginlik isteyenimiz olur, Cenab-ı Hak onun varlık sebebiyle azacağını bildiği için vermez, fakat ona sağlam bir iman, ailevî bir huzur, sağlıklı bir vücut verir; birçok musibet ve belalardan muhafaza eder. Demek ki, duaya cevap verilmiş, fakat en layıkı ihsan edilmiştir. Kulun hakkında neyin hayırlı olacağını ancak yüce Allah’u teala bilmektedir. Bu nedenle samimiyet ile dua etmeli hayırlı bir kısmet istemeli, fakat isteğimiz olmaz ise de ümitsizliğe veya karamsarlığa asla düşmemeliyiz.
Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.) şöyle buyururlar:
“Hiçbir şey kaderle dua ve salih amel gibi mücadele etmez ve kaderi onlar gibi değiştirmez.” ve “Hiçbir şey ömrü sadakanın uzattığı gibi uzatamaz”
Dua ederek veya halimizi değiştirerek gelecekteki belirlenmiş olumsuzluklardan korunmuşsak, bu da kaderde mevcuttur. Kalkan, oka siper olduğu gibi dua da, Allah Teâlânın merhametinin gelmesine sebeptir.
“Madem Allah kaderimi ezelde takdir etmiş öyleyse değişmez” deyip kadere dayanarak duadan vazgeçmek bir kaderiyecilik olur ve yanlıştır. Bunun yerine duayı da Allah’ın takdirinin bir parçası kabul edip dua etmek gerekir.