Leyletü’l Mebit

Leyletü’l-Mebit, Efendimizin (s.a.v) Mekke’den Medine’ye hicret edeceği zaman Kureyş’in önde gelenlerinin Allah Resulünü öldürme kararı alması üzerine müşriklerin Peygamberimizin yokluğunu anlamaması için Hz. Muhammed’in (s.a.v) Hz. Ali’den (a.s) kendi yatağına yatmasını istediği geceye denir.

Müşrikler,İslam’ın yayılması ve Ebu Talip’in (a.s) vefat etmesinin ardından,Müslümanlara işkence ve eziyet ederek İslam dininden vazgeçmeye mecbur ediyorlardı. Müslümanların canlarını tehlikede gören Hz. Muhammed (s.a.v) Medine ehliyle yaptığı anlaşmadan sonra Müslümanlara Medine’ye hicret etme emrini verdi. Kureyş müşrikleri Peygamberin davetinin büyümesinin önünü almak için Daru’n Nedve’de bir araya geldiler. Toplantıda, Hz. Peygamber’in hapsedilmesi, sürgün edilmesi ve öldürülmesi yönünde teklifler getirildi. Öldürmek kesin çözümdü. Ama Haşimoğulları’nın problem çıkarmasından çekiniyorlardı. Ebu Cehil, şöyle bir çözüm teklif etti: “Her kabileden bir genç seçelim, ellerine birer kılıç verelim, hepsi birden hücum edip onu öldürsünler. Böyle yaparsak, Haşimoğulları bütün kabileleri karşısına alıp bir hak dava edemez.” Kureyş’in bu kararı alması üzerine Cebrail (a.s) Peygamber efendimize (s.a.v) nazil olarak Kureyş’in planını deşifre etti ve Allah’ın emrini iblağ etti. Bu durum Enfal suresinin 30. ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Hani bir zaman kafirler seni hapsetmek veya öldürmek yahut (Mekke’den) çıkarmak için düzen tertipliyorlardı. Onlar düzen hazırlarken Allah da düzen hazırlıyordu. Allah, düzen hazırlayanların en iyisidir.” Bunun üzerine Hz. Muhammed (s.a.v) müşrikler gelmeden evvel evden çıkarak Yesrib’e doğru hareket etti.Allah Resulü evinden çıkarken müşriklerin gözüne görünmemek için Yasin suresinin 9.ayetini okudu. “Önlerine bir set, arkalarına da bir set çektik; gözlerini de perdeledik; artık onlar görmezler.” 

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Rebiu’l Evvel ayının ilk gecesinde Hz. Ali’ye (a.s) şöyle buyurdu: “Müşrikler bu gece beni öldürmek istiyorlar, benim Sevr dağına gitmem için sen benim yatağımda yatar mısın?” İmam Ali (a.s) şöyle cevap verdi: “Gözüm, kulağım ve kalbim size feda olsun, size emir olunanı yerine getirin. Bana yardımcınız olarak her ne isterseniz emredin. Sizin emrettiğiniz gibi yatağa uzanıyorum ve başarı sadece Allah tarafındandır”Hz. Ali (a.s) Resulullah’ın (s.a.v) yatağına yattığında, Cebrail Hz. Ali’nin (a.s) başucuna ve Mikail de ayakucuna geldi ve Cebrail (a.s) şöyle dedi: “Ne mutlu, ne mutlu sana, kim senin gibi olabilir ey Ebu Talip’in oğlu! Allah seninle meleklerine iftihar etmektedir.”

Müşrikler gecenin ilk vakitlerinden itibaren evi gözetlemeye başladılar, yatakta yatan birinin olduğundan emin olmak için Ali’ye (a.s) taş attılar; zira onların yatakta yatanın Allah Resulü olduğuna dair bir şüpheleri yoktu. Sabah vakti gelince kılıçlarla eve saldırdılar ve Peygamberimizin yatağında Hz. Ali’yi (a.s) görünce şöyle dediler: “Muhammed nerede?” Hz. Ali (a.s): “Siz onu bana mı teslim ettiniz ki benden istiyorsunuz? Onu siz evini terk etmeye mecbur ettiniz.”

Bunun üzerine müşrikler Hz. Ali’ye (a.s) eziyet ederek evden dışarı çıkarıp dövdüler ve birkaç saat Mescidü’l Haram’da kapalı tuttuktan sonra serbest bıraktılar. Hz. Ali (a.s) serbest kaldıktan sonra Peygamberin arkasından Sevr dağının aksi istikametinde Medine’ye doğru hareket etti.