
En’am Suresi, 109. Ayet:
”Onlar kendilerine bir delil gelirse inanacaklarına dair çok sıkı yemin ettiler. De ki; deliller Allah katındandır. Fakat delil gelse de inanmayacaklarını anlamaz mısın?”
Tarih boyunca insanlar yüce Allah’ın gönderdiği peygamberlere inanmak adına mucizeler istemişlerdir. Allah, gönderdiği peygamberler ile onlara istedikleri mucizeleri verir, yinede bunları gören insanların büyük bir çoğunluğu yaratıcıyı inkar etmeye devam eder.
Hz. İbrahim ve Hz. Lut aynı dönemde yaşamış peygamberlerdir. Lut Peygamber Allah tarafından İbrahim Peygamber’e komşu olan kavimlerden birine elçi gönderilmişti. Kur’an da yer alan bilgilere göre bu kavim dünya üzerinde görülmemiş bir sapıklığa düşmüştü. Hz. Lut onlara Allah’ın tebliğini getirdiğini, bu sapıklıktan, eşcinsel yaşamdan vazgeçmeleri gerektiğini söylediğinde onu yalanladılar, Hz. Lut’un peygamberliğini inkar ettiler ve sapıklıklarına devam ettiler. Bu yüzden Allah, Lut Peygamber’in ailesiyle beraber şehirden uzaklaşmasını istemiş, bu arada hiç arkasına bakmamasını, eşinin de helâk olacağını bildirmiştir. Bu olanlar sonucunda da kavim, korkunç bir felakete uğrayıp ve helak edilmiştir.
Kur’an da bu felaketi anlatan ayetler şunlardır:
Araf Suresi, 80-84. Ayetler;
Hani Lut da kavmine şöyle demişti: “Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasızlığı (çirkinliği) mı yapıyorsunuz? “Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz. Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir kavimsiniz.”… Ve onların üzerine bir azap sağanağı yağdırdık. Suçluların (günahkarların) uğradıkları sona bir bak işte.
Ankebut Suresi, 34-35. Ayetler;
“Şüphesiz biz, fasıklık yapmalarından dolayı, bu ülke halkının üstüne gökten iğrenç bir azap indireceğiz.” “Andolsun, biz akledebilecek bir kavim için orada apaçık bir ayet bırakmışızdır.”
Hicr Suresi, 74-77. Ayetler;
Anında (yurtlarının) üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş taş yağdırdık. Elbette bunda ‘derin bir kavrayışa sahip olanlar’ için gerçekten ayetler vardır. O (şehir de) gerçekten bir yol üstünde (hala) durmaktadır. Elbette, bunda iman edenler için gerçekten ayetler vardır.
Helaka uğrayan bu şehirlerin Eski Ahit’te geçen ismi Sodom ve Gomora’dır. Günümüzde arkeologların yaptığı çalışmalardan anlaşıldığına göre şehir, bugünkü İsrail-Ürdün sınırı boyunca uzanan Tuz Gölü’nün yakınlarında bulunmaktadır. Bulgulara göre bu alan oldukça fazla miktarda kükürtle kaplıdır. Bu sebeple, bölgede hayvan veya bitki olarak hiçbir hayat formuna rastlanamamaktadır.

Kızıldeniz’in kuzeyinde kurulmuş olan bu kavmin, Kur’an’da yazılanlara uygun bir şekilde helak edildiği anlaşılmıştır. Bilindiği gibi kükürt volkanik patlamalarla ortaya çıkan bir elementtir. Nitekim Kuran’da bildirilen helak şekli deprem ve volkanik patlamalar olduğuna dair apaçık deliller taşımaktadır.
Bulgularda yer alan lav ve bazalt katmanları, zamanında burada volkanik bir patlamanın ve depremin olduğunu gösteren en büyük kanıtlardır. Zaten Lut Gölü ya da öteki adıyla Ölü Deniz, aktif bir sismik bölgenin, yani bir deprem kuşağının tam üstünde yer almaktadır. Tüm bu kalıntılar ve coğrafi özellikler, Sodom ve Gomora şehirlerinde büyük bir jeolojik olayın yaşandığını göstermektedir.
Uzun zaman önce yaşanmış olmasına rağmen günümüzde yapılan araştırmalar sonucu, bilimsel verilerle bu olayın yaşandığına tanık olabiliyoruz.