İbrahim bin Edhem’in hizmetkarı olan İbrahim bin Beşşar, İbrahim bin Edhem Hazretleri’nin her cuma günü sabah ve akşam şu duayı okuduğunu rivayet eder:
“Mezid gününe ve yepyeni sabaha merhabalar! Katip ve şahit gününe merhabalar! Bizim bu günümüz bayram günüdür.
Ey Rabb’imiz! Bugün de dediklerimizi bizim için yaz. Hamid, (hamda layık olan), Mecid (ihsanı bol, şanı yüce), Rafi (yükselten), Vedud (sevilmeye gerçekten layık olan) ve kulları hakkında istediğini çekinmeden yerine getiren Allah’ın ismiyle başlarım.
Allah’a iman ederek sabahladım. Allah’ın cemal ve celaliyle karşılaşacağımı tasdik ederek sabahladım. Allah’ın susturucu delile sahip olduğunu itiraf ederek sabahladım. Günahımdan istiğfar ederek sabahladım. Allah’ın rububiyetini ikrar edip onun önünde eğilerek sabahladım.
Allah’tan başka herkesten ilahlık vasfını inkar ederek sabahladım.
Allah’a muhtaç olarak sabahladım, Allah’a yaslanarak sabahladım. O’na dönüş yaparak sabahladım. Allah’ın meleklerini, peygamber ve resullerini, arşını yüklenen meleklerini, yarattıklarını ve bundan böyle yaratacaklarını, şahit yaparım ki, kendisinden başka ilah olmayan Allah O’dur.
Birdir, O’nun ortağı yoktur. Muhammed O’nun kulu ve resulüdür. Cennet haktır. Cehennem haktır. Ahirette Kevser havuzu haktır. Muhammed’in şefaati haktır. Kabirde Nekir ve Münker’in suali haktır.
Ey Rabb’im! Vadin ve vaidin haktır, Seninle karşılaşmak haktır. Belli saat (kıyamet) gelecektir. Onda şek ve şüphe yoktur. Muhakkak Allahüteala kabirlerde yatan ölüleri diriltip haşre gönderecektir. Bu inanç üzerinde yaşıyor ve bu inanç üzerinde öleceğim ve bu inanç üzere inşallah haşrolunacağım.
Ey Allah’ım! Sen Rabb’imsin. Senden başka ilah yoktur. Beni yoktan var ettin. Ben kulunum. Sana vermiş olduğum ahit ve vaat üzerinde bulunuyorum. Buna gücüm yettiği kadar devam edeceğim.
Ey Allah’ım! Kendi yaptıklarımın ve her şer sahibinin şerrinden sana sığınırım.
Ey Allah’ım! Ben nefsime zulmettim. Benim günahlarımı bana bağışla! Çünkü senden başka günahları bağışlayan yoktur. Beni ahlakların en güzeline ilet. Çünkü ahlakların en güzeline ileten ancak sensin. Benden ahlakların kötülerini uzaklaştır. Çünkü ahlakların kötülerini uzaklaştıran ancak sensin. Senin hizmetindeyim, senin hizmetindeyim. Hayrın tamamı senin kudret ellerindedir. Ben seninim ve sendenim. Günahımın affını senden talep eder, sana dönerim.
Ey Allah’ım! Senin gönderdiğin resule iman ettim. Ey Allah’ım! indirdiğin kitaba inandım. Mektep ve medrese görmeyen peygamber-i zişanın Muhammed benim konuşmamın mührü ve anahtarıdır. Bütün nebi ve resullerinin üzerine de salat ve selamını yağdır.
Ey alemlerin Rabbi! Duamı kabul eyle!
Ey Allah’ım! Bizi Muhammed’in havuzuna (Kevser) ulaştır. Bizi Muhammed’in kadehiyle sulandır ki, o suyu içtikten sonra ebediyen susamayalım. O öyle bir su ki kolayca yutulur, hoş gelir ve insanı suya kandırır. Biz mahrum olmaksızın, ahdini bozmaksızın, şüpheye düşmeksizin, fitneye kapılmamış, sapıtmamış ve gazabına uğramamış bir halde Muhammed’in ashabıyla haşret!
Ey Allah’ım! Dünyanın fitnelerinden beni koru. Sen neyi seviyor, neden razıysan beni onu yapmaya muvaffak kıl. Benim halimin tamamını ıslah eyle. Dünya ve ahirette şaşmaz ve değişmez hükmünle beni sabit kıl. Her ne kadar zalim isem de beni saptırma. Sen her eksiklikten uzaksın, ey Aliy (çok yüce), Azim (çok azametli), Bari (kusursuz yaratan), Rahim, Aziz (en üstün, şanı en yüce), Cebbar (dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan; yarattıklarının noksanlarını düzelten, işlerini ıslah eden) olan Allah.
Göklerin gölgeleriyle kendisini her türlü eksiklikten tenzih eden Allah, her türlü noksanlıktan münezzehtir.
Denizlerin kabaran dalgalarıyla, dağların yansıtan sesleriyle, denizdeki kocaman balıkların kendilerine mahsus dilleriyle, göklerdeki yıldızların burçlarıyla, ağaçların kök ve meyveleriyle, yedi kat gök ile yedi kat yerin üzerinde ve içindeki varlıklarıyla kendisini tespih eden Allah! Biz de seni tespih ve tenzih ederiz. Öyle bir Allah’ı tenzih ederiz ki, yarattıklarının her ferdi ya diliyle veya varlığıyla onu tespih etmektedir.
Ey Allah’ım! Sen yücesin, sen yücesin! Sen her eksiklikten münezzehsin, münezzehsin! Ey Kayyum (her şeyi ayakta tutan), ey Alim (her şeyi en iyi bilen), ey Halim (yarattıklarına daima son derece yumuşak muamele eden; affı merhameti, müsamahası sınırsız olan) sen her türlü eksiklikten münezzehsin! Senden başka ilah yok. Sen teksin, senin ortağın yoktur. Diriltiyorsun, öldürüyorsun. Ölümsüz diri ancak sensin. Hayrın tamamı senin kudretindedir. Sen her şeye kadirsin!”