Zilzal Suresi

Zilzal suresi 8 ayettir ve Medine’de inmiştir. Deprem anlamına gelen zilzal kelimesinden ismini almıştır. “Zelzele” adıyla da anılmaktadır. Surede kıyamet kopması sırasındaki şiddetli yer sarsıntısının ardından kıyamet gününde yaşanacak olan sıkıntı ve dehşet verici haller anlatılmaktadır.

zilzal1_8

Okunuşu

Bismillahirrahmânirrahîm.
1- İza zülziletil erdu zilzaleha
2- Ve ahracetilerdu eskaleha
3- Ve kalel insanü ma leha
4- Yevmeizin tühaddisü ahbaraha
5- Bienne rabbeke evha leha
6- Yevmeiziy yasdürun nasü eştatel li yürav a’malehüm
7- Fe mey ya’mel miskale zerratin hayray yerah
8- Ve mey ya’mel miskale zerratin şerray yerah

Anlamı

Rahman ve Rahim olan Allah’ın ismiyle.
1- Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,
2- Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,
3- Ve insan: “Ona ne oluyor?” dediği zaman.
4- O gün yer, bütün haberlerini anlatır.
5- Çünkü Rabbin ona vahyetmiştir.
6- O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.
7- Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.
8- Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.

Faziletleri

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Her kim bir gecede ‘Zelzele suresini okursa, Kuran’ın yarısını okumuş gibi olur.

Düşmanların şerrinden korunmak ve onlara galip gelmek için 41 kere okunur.

Bir kimse çokça Zilzal suresini namaz içerisinde okumayı adet haline getirirse, Allahu Teala o kimseye dünya servetini ihsan edeceği gibi korktuklarından da emin ve uzak kılar.

40 defa okuyan, düşmanını helak eder.

Bir kimse Cuma gecesi iki rekat namaz kılar ve onda Fatiha ve 15 kere Zilzal suresini okursa, Allahu Teala onu kabir azabından ve kıyamet sıkıntılarından emin kılar.

Mehir

Mehir, erkeğin evlenirken eşine verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para veya başka bir mala denir. Kur’an-ı Kerim’de, evlenen erkeğin kadına mehir vermek zorunda olduğu ve bunu zorla geri almasının caiz olmadığı konusunda ayetler bulunmaktadır.

Eğer onlara mehir tespit eder de kendilerine el sürmeden boşarsanız, tespit ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Ancak kadının, ya da nikah bağı elinde bulunanın (kocanın, paylarından) vazgeçmesi başka. Bununla birlikte (ey erkekler), sizin vazgeçmeniz takvaya (Allah’a karşı gelmekten sakınmaya) daha yakındır. Aranızda iyilik yapmayı da unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir. (Bakara,237)

Kadınlara mehirlerini (bir görev olarak) gönül hoşluğuyla verin. Eğer kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa, onu da afiyetle yiyin. (Nisa,4)

Eğer bir eşin yerine başka bir eş almak isterseniz, öbürüne (mehir olarak) yüklerle mal vermiş olsanız dahi ondan hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek ve açık günaha girerek mi verdiğinizi geri alacaksınız? (Nisa,20)

(Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar (da size) haram kılındı. (Bunlar) üzerinize Allah’ın emri olarak yazılmıştır. Bunların dışında kalanlar ise, iffetli yaşamak ve zina etmemek şartıyla mallarınızla (mehirlerini verip) istemeniz size helal kılındı. Onlardan (nikahlanıp) faydalanmanıza karşılık sabit bir hak olarak kendilerine mehirlerini verin. Mehir belirlendikten sonra, onunla ilgili olarak uzlaştığınız şeyler konusunda size günah yoktur. Şüphesiz ki Allah (her şeyi) hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.Sizden kimin, hür mümin kadınlarla evlenmeye gücü yetmezse sahip olduğunuz mümin genç kızlarınızdan (cariyelerinizden) alsın. Allah, sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz. Öyle ise iffetli yaşamaları, zina etmemeleri ve gizli dost tutmamaları halinde, sahiplerinin izniyle onlarla evlenin, mehirlerini de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa, onlara hür kadınların cezasının yarısı uygulanır. Bu (cariye ile evlenme izni), içinizden günaha düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (Nisa,24-25)

Bu gün size temiz ve hoş şeyler helal kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yiyecekleri size helal, sizin yiyecekleriniz de onlara helaldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlarla, daha önce kendilerine kitap verilenlerden olan iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz kaydıyla; evlenmek, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir. Her kim de inanılması gerekenleri inkar ederse, bütün işlediği boşa gider. Ahirette de o, ziyana uğrayanlardandır. (Maide,5)

Bir kız veya kadın evlenirken “benim nikahım mehirsiz olsun” diyemez. Bir mehirde anlaşılır. Bu mehir kadının hakkı olduktan sonra, henüz almadan da kocasına bağışlayabilir. Bağışlaması ise çok sevaptır.

Mehir nikah anında belirlenmişse mehr-i müsemma, belirlenmemişse veya belirlenen mehrin bir sebeple geçersiz sayılması halinde ise mehr-i misil adını alır. Bu durumda mehrin miktarı akrabaları arasında her bakımdan kendi konumuna denk olan kadınların aldığı mehrin miktarı kadardır.

Mehir, ödenme zamanına göre ise mehr-i muaccel ve mehr-i müeccel  olarak ikiye ayrılır. Mehr-i muaccel, peşin olarak ödenen mehirdir. Kadın mehr-i muacceli almadan kocanın evine gitmeme hakkına sahiptir. Mehr-i müeccel ise ödenmesi sonraya bırakılan mehirdir. Bu mehrin ödenmesi için herhangi bir zaman belirlenmişse, bu tarih geldiğinde belirlenen mehrin kadına ödenmesi gerekir. Şayet bir vakit belirlenmemişse, nikah sona erdiğinde ödenmesi gerekir. Başka bir deyişle, boşanma halinde kocanın bu mehri ödemesi gerekir; ölüm halinde ise bırakmış olduğu mirastan ödenir.

Mehir parası, kadın için bir sigorta sayılır. Mehir olarak maddi veya mali değeri olan her şey kabul edilebilir. Mehrin en az miktarı Hanefilere göre 10 dirhem (o dönemlerde yaklaşık iki koyun bedeli), Malikilere göre ise 3 dirhem gümüştür.
Şafii ve Hanbeli mezhebine göre ise mehrin alt veya üst sınırı yoktur. Mehrin üst sınırının olmadığı konusunda Hanefi ve Malikiler de diğer iki mezhep gibi düşünmektedir.

Esma-ül Hüsna El-Basir

El-Basir: Her şeyi gören, bütün incelikleriyle, bütün varlıkların kalbinden geçenleri bilen, gören, hareket ve davranışlarından haberdar olan demektir. Zikir sayısı 302, zikir saati ise sabah erken ve ikindi sonrasıdır.

El-Basir Esmasının Faziletleri

Pazartesi günü sabah namazının farzı ile sünneti arasında 100 defa zikreden Allahın yardımına ve iltifatına kavuşur.

Cuma namazından önce 302 defa okuyanın kalp gözü açılır ve sözünde ve işinde doğruluğa salih amele muvaffak olur.

5 vakit namazdan sonra 302 kere ” Ya Basir celle celalühu” zikrine devam edenin anlayış gücü artar, her şeyin hakikatini ve sebebini görmeye başlar.

Her gün Ya-Allahü”,”Ya-Basir” isimlerini zikredenin içi temizlenir, Allah’ın rahmetini kazanır ve gözleri nurlanır.

El-Basir Esmasının Geçtiği Ayetler

Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. (Nisa,58)

O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden eşler, hayvanlardan da (kendilerine) eşler yaratmıştır. Bu suretle sizi üretiyor. O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir. (Şura,11)

Allah, kullarına rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde mutlaka azgınlık ederlerdi. Fakat O, rızkı dilediği ölçüde indirir. Şüphesiz O, kullarından hakkıyla haberdardır ve onları hakkıyla görendir. (Şura,27)

O, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız, O sizinle beraberdir. Allah, bütün yaptıklarınızı hakkıyla görendir. (Hadid,4)

Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir. (Mülk,19)

Ayetlerimiz konusunda (yalanlama amacıyla) doğruluktan sapanlar bize gizli kalmaz. O halde kıyamet gününde ateşe atılan mı, yoksa güven içinde gelen kimse mi daha iyidir? Dilediğinizi yapın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı hakkıyla görmektedir. (Fussilet,40)

Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin. Kendiniz için her ne iyilik işlemiş olursanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah bütün yaptıklarınızı görür. (Bakara,110)

Elfazı Küfür

Elfaz-ı küfür, Hz. Peygamber’in Allah’tan getirdiği kesin olarak bilinen vahiyleri ve bunlardan zorunlu olarak çıkan dini hükümleri inkar etme özelliği taşıyan bütün sözleri kapsamına alır. Kur’an-ı Kerim’de elfaz-ı küfür yerine “kelimetü’l-küfr” (inkar sözü) tabiri geçmektedir.

Bir mümini küfre düşüren sözler üçe ayrılır. Bunlar; istihza: Dinin esaslarından birini alaya almak, istihfaf: İnanılması gereken ve zarurat-ı diniyye denilen prensipleri küçümsemek, hafife almak, bir islami hükmü açıkça inkar etmek veya dince mukaddes olan şeylere küfretmek.

“Kişi yanında oturanları  güldürmek için bazen bir kelime söyler ve bu kelime onu cehennemde Süreyya yıldızından daha uzak bir yere fırlatıp atar.”

Hayatımızın içine yerleşmiş bazı sözler vardır ki bizleri anlamadan küfre götürebilir. Bu nedenle konuşurken daha dikkatli olup ne söylediğimizin farkında olarak konuşmamız gerekir. İşte dilimize yerleşen o cümlelere örnekler;

(Allah’a Hitaben)
1-Allah’ım bizi de gör artık.
2-Burası Allah’ın unuttuğu yer.
3-Allah yazdı ise bozsun.
4-Allah gelse bile seni elimden alamaz.
5-Allah özenmiş de yaratmış. (Özenmek acizliktir. Allah aciz değildir. “Ol” der “olur”.
6-Allah bizi unuttu. (unutmak fanilerin işidir)
7-Bu işte bir Allah’a birde sana güveniyorum, demek,
(Güven hususunda Allah ile o kimseyi ortak kılmak demektir)
8-Önce Allah’a sonra sana emanet ediyorum, demek.
(Emniyet hususunda Allah ile kimseyi ortak kılmak demektir)
9-Yukarıda Allah var demek.
(Allah yukarıda, aşağıda, ileride, geride değildir, mekandan münezzehtir).

(Kaderle ilgili)
1-Kader utansın.
2-Böyle kadere lanet olsun.
3-Kaderi kötüymüş.
4-Kaderin oyunu
5-Kadersizim
6-Kaderim kader değilmiş
7-Alnına kara yazı yazılmış

(İnsanların birbirine ettiği sözler)
1-Seninle cennete bile girmem
2-Cehenneme kadar yolun var
3-Yüzünü gören cennetlik
4-“Allah belanı versin” demek
5-Bir iş yaparken “ben bunun Allah’ını yaparım” demek
6-“Allahın belası” demek
7-“Allahın cezası” demek
8-Yalansız iş mi var, demek
9-Yalandan kim ölmüş, demek,
10-Biz de yalan çok, demek

Beyyine Suresi

Beyyine Suresi, Talak suresinden sonra Medine döneminde inmiştir. Sure, 8 ayettir. Beyyine, apaçık delil demektir. Bu surede kafirlerden ve müşriklerden söz edilmiş, onların bazı davranışları anlatılmış, inanan ve iyi işler yapanların kurtuluşa ereceği ifade edilmiştir.

Beyyine-Suresi

Okunuşu

Bismillahirrahmanirrahim.
1- Lem yekünillezine keferu min ehlil kitabi velmüşrikine münfekkıyne hatta te’tiye hümülbeyyineh
2- Rasulüm minallahi yetlu suhufem mütahherah
3- Fiha kütübün kayyimeh
4- Ve ma teferrekallezıne utül kitabe illa min ba’di ma caethümül beyyineh
5- Ve ma ümiru illa liya’büdüllahe muhlisıyne lehüd din hunefae ve yükıymussalate ve yü’tüzzekane ve zalike diynülkayyimeh
6- İnnelleziyne keferu min ehlilkitabi velmüşrikiyne fiy nari cehenneme halidiyne fiyha ülaike hüm şerrülberiyyeh
7- İnnelleziyne amenu ve ‘amilussalihati ülaike hüm hayrülberiyyeh
8- Cezaühüm’ınde rabbihim cennatü ‘adnin tecriy min tahtihel’enharü halidiyne fiyha ebeden radıyallahü ‘anhüm ve radu ‘anhü zalike limen haşiye rabbeh

Anlamı

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

﴾1﴿ Apaçık delil kendilerine gelinceye kadar ehl-i kitaptan ve müşriklerden inkarcılar (küfürden) ayrılacak değillerdi.

﴾2-3﴿ (İşte o apaçık delil,) Allah tarafından gönderilen ve en doğru hükümleri havi tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir.

﴾4﴿ Kendilerine kitap verilenler ancak o açık delil (Peygamber) kendilerine geldikten sonra ayrılığa düştüler.

﴾5﴿ Halbuki onlara ancak, dini yalnız O’na has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur.

﴾6﴿ Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkarcılar, içinde ebedi olarak kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte halkın en şerlileri onlardır.

﴾7﴿ İman edip salih ameller işleyenlere gelince, halkın en hayırlısı da onlardır.

﴾8﴿ Onların Rableri katındaki mükafatları, zemininden ırmaklar akan, içinde devamlı olarak kalacakları Adn cennetleridir. Allah kendilerinden hoşnut olmuş, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. Bu söylenenler hep Rabbinden korkan (O’na saygı gösterenler) içindir.

Faziletleri

Kim, “Lem yekünillezine Keferu” (Beyyine) suresini okursa, kıyamet günü, hayrın (iyiliğin) kaynağı ile beraber olur.

Allahü Teala, Beyyine suresini okuyan kişinin kıraatini dinler ve şöyle buyurur: “Müjde olsun kulum! İzzetime yemin olsun ki, gerek dünya ve gerek ahiret hallerinden hiç birinde seni mahrum bırakmayacağım ve seni cennete yerleştireceğim ta ki hoşnut oluncaya kadar.”