Sağlık Problemleri ve Oruç

Tıbbın gelişmesi ile günümüzde pek çok yeni muayene ve tedavi yöntemleri
ortaya çıkmıştır. Bunların bir kısmı orucu bozmakta bir kısmı ise bozmamaktadır. Bu
yöntemlerle ilgili belli başlı sorular ve cevapları şöyledir:

Astım Hastalarının Oksijen Spreyi Kullanmaları Orucu Bozar mı?

Akciğer hastalarının kullandıkları spreyden, bir kullanımda 1/20 ml. gibi çok az
bir miktar ağıza sıkılmaktadır. Bunun da önemli bir kısmı ağız ve nefes boruları
cidarında emilerek yok olmaktadır. Bundan geriye bir miktarın kalıp tükrük ile mideye
ulaştığı konusunda kesin bir bilgi de yoktur. Abdest alırken ağızda kalan su ile
kıyaslandığında, bu miktarın çok az olduğu görülmektedir. Halbuki oruçlu, abdest
alırken ağzına verdiği sudan geri kalan miktarın mideye ulaşması halinde orucun
bozulmayacağı konusunda hadis (Dârimî, Savm, 21) ve İslâm bilginlerinin icmaı
vardır. Hz. Peygamber’in oruçlu iken misvak kullandığı, sahih hadis kaynaklarında yer
almaktadır (Buharî, Savm, 27; Tirmîzî, Savm, 29). Diğer taraftan, “kesin olarak
bilinen, şüphe ile bozulmaz” kaidesi gereğince, mideye ulaşıp ulaşmadığı konusunda
şüphe bulunan söz konusu madde ile oruç bozulmaz.
Bu itibarla astımlı hastaların, rahat nefes almalarını sağlamak amacıyla ağza
püskürtülen oksijenli ilaç orucu bozmaz.

Göz Damlası Kullanmak Orucu Bozar mı?

Uzman göz doktorlarından alınan bilgilere göre, göze damlatılan ilaç miktar
olarak çok az (1 mililitrenin 1/20’si olan 50 mikrolitre) olup bunun bir kısmı gözün
kırpılmasıyla dışarıya atılmakta, bir kısmı gözde, göz ile burun boşluğunu birleştiren
kanallarda ve mukozasında mesamat yolu ile emilerek vücuda alınmaktadır. Damlanın
yok denilebilecek kadar çok az bir kısmının, sindirim kanalına ulaşma ihtimali
bulunmaktadır. Bu bilgiler, yukarıdaki bilgilerle birlikte değerlendirildiğinde, göz
damlası orucu bozmaz.

Burun Damlası Kullanmak Orucu Bozar mı?

Tedavî amacıyla burna damlatılan ilacın bir damlası, yaklaşık 0,06 cm3 tür.
Bunun bir kısmı da burun çeperleri tarafından emilmekte olup çok az bir kısmı ise
mideye ulaşmaktadır. Bu da, dini açıdan abdestte ağza su vermede olduğu gibi af
kapsamında değerlendirildiğinden orucu bozmaz.

Kalp Hastalarının Dilaltı Hapı Kullanması Orucu Bozar mı?

Bazı kalp rahatsızlıklarında dilaltına konulan ilaç, doğrudan ağız dokusu
tarafından emilip kana karışarak kalp krizini önlemektedir. Söz konusu ilaç ağız içinde
emilip yok olduğundan mideye bir şey ulaşmamaktadır. Bu itibarla, dilaltı kullanmak
orucu bozmaz.

Her Gün Hap Kullanmak Zorunda Olan Hastaların Oruç Tutmaları
Gerekir mi?

Hastalık, Ramazan’da oruç tutmamayı mubah kılan özürlerdendir. Bir kimsenin
oruç tuttuğu takdirde hastalanacağı, hasta ise hastalığının artacağı tıbben veya
tecrübe ile sabit olursa oruç tutmayabilir. İyi olunca da yalnız yediği günler sayısınca
kaza etmesi gerekir. Ayet-i Kerimede “Sizden her kim hasta yahut yolcu olursa
tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde oruç tutar” buyrulmuştur (Bakara, 2/184).
Ömrü boyunca bu durumda hasta olan kişiler ise, her gün için bir fidye verirler.
Yoksul ve muhtaç kişilerin fidye vermeleri de gerekmez. Zira dinimizde hiç kimse
gücünün üstünde bir sorumlulukla yükümlü tutulmamıştır.

Endoskopi, Kolonoskopi Yaptırmak, Makat Veya Ferçten Ultrason
Çektirmek Orucu Bozar mı?

Mideyi görüntülemek veya mideden parça almak için yaptırılan endoskopide,
ağız yoluyla mideye tıbbî bir cihaz sarkıtılmakta ve işlem bittikten sonra
çıkarılmaktadır. Kolonlardaki hastalığı teşhis etmek amacıyla, bağırsak içini
görüntülemek veya parça almak için yapılan kolonoskopide, makattan bağırsaklara
cihaz gönderilmekte ve işlem bittikten sonra çıkarılmaktadır. Kolonoskopide, hemen
daima, endoskopide de genellikle, incelenecek alanın temizliğini sağlamak amacıyla
cihaz içinden su verilmektedir.

Anestezi Yaptırmak Orucu Bozar mı?

Anestezi, nefes yolu veya iğne ile vücuda ilaç verilerek oluşturulmaktadır.
Nefes yolu veya iğne ile yapılan anestezi, mideye ulaşmadığı gibi, yeme-içme anlamı
da taşımamaktadır. Ancak bölgesel ve genel anestezide, acil durumlarda ilaç ve sıvı
vermek amacıyla damar yolu açılarak, bu açıklık işlem süresince serum vermek
suretiyle sağlanmaktadır. Bu itibarla, lokal anestezi, orucun sıhhatine engel değildir.
Bölgesel ve genel anestezide serum verildiği için oruç bozulur.

Kulak Damlası Kullanmak Ve Kulak Yıkattırmak Orucu Bozar mı?

Kulak ile boğaz arasında da bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu
kanalı tıkadığından, su veya ilaç boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa damlatılan ilaç
veya kulağın yıkattırılması orucu bozmaz. Kulak zarında delik bulunsa bile, kulağa
damlatılan ilaç, kulak içerisinde emileceği için, ilaç ya hiç mideye ulaşmayacak ya da
çok azı ulaşacaktır. Daha önce de belirtildiği gibi, bu miktar oruçta affedilmiştir. Ancak
kulak zarının delik olması durumunda, kulak yıkattırılırken suyun mideye ulaşması
mümkündür. Bu itibarla, orucu bozacak kadar suyun mideye ulaşması halinde oruç
bozulur.

Fitil Kullanmak, Lavman Yaptırmak Orucu Bozar mı?

Makattan tedavi amaçlı kullanılan fitiller, her ne kadar sindirim sistemine dahil
olmakta ise de, sindirim ince bağırsaklarda tamamlandığı, fitillerde gıda verme özelliği
bulunmadığı için orucu bozmaz. Aynı şekilde kadınların da tedavi amaçlı
vajina/fercinden kullanılan fitiller de orucu bozmaz.
Lavman yaptırmak konusunda ise, iki durum söz konusudur; kalın
bağırsaklarda su, glikoz ve bazı tuzlar emildiği için, gıda içeren sıvının bağırsaklara
verilmesi veya orucu bozacak kadar su emilecek şekilde verilen suyun bağırsakta
kalması durumunda oruç bozulur. Ancak, suyun bağırsaklara verilmesinden sonra
bekletilmeyip bağırsakların hemen temizlenmesi durumunda, verilen su ile birlikte
bağırsaklarda bulunan dışkının dışarıya çıkarıldığı ve bu esnada emilen su da, çok az
olduğu için oruç bozulmaz.

İğne Yaptırmak, Hastaya Serum Ve Kan Vermek Orucu Bozar mı?

İğnenin orucu bozup bozmayacağı, kullanılış amacına göre değerlendirilebilir.
Ağrıyı dindirmek, tedavi etmek, vücudun direncini artırmak, gıda vermek gibi
amaçlarla enjeksiyon yapılmaktadır. Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar,
yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve/veya
keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Hastaya serum veya kan verilmesi de, aynı
hükme tabidir.

Diyaliz Uygulaması Orucu Bozar mı?

Böbrek yetmezliği hastalarına uygulanan diyaliz, periton diyalizi, hemodiyaliz
olmak üzere iki çeşittir. Periton diyalizi, karın boşluğuna verilen özel bir solüsyon
aracılığı ile, hastanın kendi karın zarı kullanılarak kanın zararlı maddelerden
arındırılması ve sıvı dengesinin sağlanması işlemidir. Hemodiyaliz ise, kanın vücut
dışında bir makina yardımı ile temizlenip vücuda geri verilmesi işlemidir. Kan bir iğne
aracılığı ile hastanın kolundan alınır. Hemodiyaliz makinası, diyalizör denen bir
filtreden kanı sürekli geçirerek zararlı maddeleri ve fazla suyu filtre eder. Filtre edilen
temiz kan ikinci bir iğne ile hastanın damarına geri verilir. Bu işlem yapılırken bazen,
gıda içerikli sıvı verilmesi gerekmektedir. Buna göre hastaya herhangi bir sıvı maddesi
verilmeden gerçekleştirilen hemodiyalizde oruç bozulmaz. Diğer diyaliz çeşitlerinde
ise, vücuda gıda içerikli sıvı verildiği için oruç bozulur.

Anjiyo Yaptırmak Orucu Bozar mı?

Halk arasında anjiyo (anjiyografi) olarak bilinen operasyon, teşhise veya
tedaviye yönelik olarak uygulanmaktadır. Anjiyografi vücut damarlarının
görüntülenmesi demektir. Damar içine damarların görünür hale gelmesini sağlayan ve
kontrast madde olarak tanımlanan ilaç verilerek, anjiyogram adı verilen filmler elde
edilir. Anjiyografi sayesinde organları besleyen damarlar görüntülenerek damar
hastalıkları veya bu damarlardan beslenen organlara ait tanı koydurucu bilgiler
edinilir. Tedaviye yönelik olarak uygulanan anjiyonun klasik yöntemi anjiyoplastidir.
Bu ise, dar veya tam tıkalı damarların balon ya da stent denilen özel araçlarla tekrar
açılması için yapılır. Bu bilgiler ışığında gerek anjiyografi, gerekse anjiyoplasti
operasyonlarında yemek ve içmek anlamı bulunmadığından, oruç bozulmaz.

Biyopsi Yaptırmak Orucu Bozar mı?

Tahlil amacıyla vücudun herhangi bir organından parça alınması (biyopsi),
orucu bozmaz.

Kan Aldırmak Orucu Bozar mı?

Kan aldırmak orucu bozmaz. Nitekim Hz. Peygamber ihramlı iken ve oruçlu
bulunduğu sırada kan aldırmıştır ( Buharî, Tıb,11, Sayd, 11, Savm, 22). Ayrıca Hz.
Peygamber :”Üç şey vardır orucu bozmaz: Kan aldırmak, kusmak, ihtilam olmak.”
(Tirmizi, Savm, 24 ) buyurmuştur.

Oruçlu Kimse Akupunktur Yaptırabilir mi?

Akupunktur; vücutta belirli noktalara iğne batırmak suretiyle çeşitli hastalıkları
tedavi etme metodudur. Akupunktur uygulanması halinde, vücudun beslenmesi, gıda
alması söz konusu olmadığından, akupunktur yaptırmak orucu bozmaz.
17. Merhem Ve İlaçlı Bant Kullanmak Orucu Bozar mı?
Deri üzerindeki gözenekler ve deri altındaki kılcal damarlar yoluyla vücuda
sürülen yağ, merhem ve benzeri şeyler emilerek kana karışmaktadır. Ancak cildin bu
emişi, çok az ve yavaş olmaktadır. Diğer taraftan bu yeme içme anlamına da
gelmemektedir. Bu itibarla, deri üzerine sürülen merhem, yapıştırılan ilaçlı bantlar
orucu bozmaz.

Oruçlu Kimsenin Dişlerini Tedavi Ettirmesi Orucu Bozar mı?

Oruçlu bir kimsenin morfinli veya morfinsiz olarak dişlerini tedavi ettirmesi
veya çektirmesi orucu bozmaz. Ancak tedavi esnasında, kan veya tedavide kullanılan
maddelerden herhangi bir şeyin yutulması orucu bozar.

Susuz Olarak Hap Yutmak Orucu Bozar mı?

Oruçlu bir kimse gıda veya deva (ilaç) cinsinden bir şeyi ister su ile, ister susuz
olarak yer veya içerse orucu bozulur. Şafiî mezhebine göre; kendisine yalnız kaza
gerekir. Hanefi mezhebine göre ise; hem kaza hem de kefaret lazım gelir. Ancak oruç
bozmayı mübah kılacak ölçüde bir rahatsızlık sebebiyle ilaç almış ise, orucu bozulur
ve kendisine yalnız kaza gerekir, kefaret gerekmez.

Abdest

abdest
Abdest Nedir? Kelime Anlamı Nedir? Maddi ve Manevi Faydaları Nelerdir?

abdest

Farsça Ab (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el su­yu” anlamına gelen abdest, “Su ile yapılan; yüzü, kollan, ayak­ları yıkamak ve başı ıslak elle mesh etmekten ibaret olan özel bir temizlik.” şeklinde tanımlanır.

Abdestin maddi-manevi pek çok faydası vardır. Günde en az beş sefer abdest alan bir Müslüman, temizliği alışkanlık ha­line getirmiş olur ki bu onu hastalığa sebep olabilecek durum­lardan korur, mikroplardan arındırır. Bu abdestin maddi yara­rıdır. Abdestin manevi yararları da pek çoktur.

Peygamber Efendimiz, Enes b. Malik’e, “Oğul! Abdestini tam al ki hafaza melekleri seni sevsin ve ömrün uzatılsın.” buyurmuşlardır.

Abdest, aynı zamanda yüze nur, kalbe sevinçtir. Küçük gü­nahların affına sebeptir. Bu hususu Peygamber Efendimiz şu ifadeleriyle dile getirmiştir: “Kim emredildiği şekilde abdest alır, yine emredildiği şekilde namaz kılarsa, geçmiş bütün küçük günahları affa uğrar.

Abdest, müminin manevi silahıdır. Onunla kendini her tür­lü Cenab-ı Hakk’ın razı olmadığı düşünce ve arzulardan korur. Zihnine gelen veya gelmesi muhtemel olan vesveselerin etki­sinden kurtulur.

Hz. Osman anlatıyor: Peygamber Efendimiz ile beraberdim. Huzurunda abdest alan birisi vardı. Bu arada Hz. Peygamber güldü. Bunun üzerine “Niçin güldünüz ya Resulallah?” dedim. Peygamber Efendimiz: “Allah’ın ab­dest alan kuluna olan ikramına güldüm. Abdest alıp organlarını yıkayan her kul, ne zaman bir organını yıkasa, o organdan su ile beraber günahları da dökülür.

Abdestteki Sağlık Sırları Nelerdir?

Günlük hayatta, dış dünyayla temas halinde olan organla­rımız elimiz, yüzümüz ve ayaklarımız oluyor. Abdest alan bir insan düzenli olarak bu uzuvlarım yıkamış olmaktadır. Bu nok­tada abdest mikroplardan korunma adına bizim için bir zırh görevi görmektedir. Çünkü mikrop ve bakteriler genelde vü­cuda deri yoluyla girmektedirler.

Bu hususu biraz daha açalım. Mesela solunum sistemimizin en önemli organı olan burnu yıkayan bir insan, toz ve mikrop yığınlarının vücuda girmesine mani olur. Yüzün yıkanması, cildi diri tutar, vücuttaki yorgunluğu dindirir. Damarları ve si­nirleri harekete geçirir.

Abdestin dolaşım sistemi üzerinde de olumlu tesirleri bu­lunmaktadır. Damarlardaki sertleşme ve daralmayı önler. Abdest, lenf sistemini uyarır. Böylece vücut kendini zararlı unsur­lardan koruma adına direnç elde eder.

Abdest almanın insanın üzerinde bulunan gerginliği, stresi azalttığı bilinen bir gerçektir. Mesela doktorlar aşırı heyecan, stres, gerginlik hallerinde hastalarına ellerini ve yüzlerini so­ğuk suyla yıkamalarını tavsiye ediyorlar. Burada hemen aklı­mıza Efendimiz’in, öfkelenince abdest almayı tavsiye etmesi geliyor.

Abdestin ve temiz suyun faydalan bunlarla da sınırlı değil­dir. Su ile tedavi uzmanı olan bir doktor şöyle diyor:

“Kolları dirseklere kadar soğuk su ile yıkamak kadar kalbe fayda veren bir hareket olamaz.” Kolları yıkamak böyle de başı ve ayakları yıkamak öyle değil mi? Elbette öyle, hepsinin de şifası vardır.

abdest

Son tıbbi gelişmeler kollardaki damarların doğrudan kalbe ulaştığını ortaya koymuş, koldan damara sokulan ince ucunda minik kamera olan aletlerle kalbin içinin fotoğrafları bile çekil­miştir. Bu damarların su ile devamlı olarak günde birkaç defa abdest alınırken uyarılması, onların açılıp kapanmasına günlük idmanını yapmasına, formunu korumasına ve bu tesirlerin ko­layca kalbe kadar uzanmasına yol açar. Bu ise kalbe bir nevi masaj tesiri yaparak kalpteki damarlara sağlık verir.