Yaratılış İle İlgili Ayetler

 

 

“Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler. Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.” (Bakara,30)

“Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa’nın durumu, Adem’in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi. O da hemen oluverdi.” (Ali İmran,59)

“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının. Kendisi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphesiz Allah, üzerinizde bir gözetleyicidir.” (Nisa,1)

“Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir. (İnsan) eşiyle birleşince eşi hafif bir yük yüklenir (gebe kalır) ve (bir müddet) onu taşır. Gebeliği ağırlaşınca her ikisi de Rableri Allah’a, “Eğer bize iyi ve sağlıklı bir çocuk verirsen, elbette şükredenlerden olacağız” diye dua ederler.” (Araf,189)

“Andolsun, biz insanı, çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık.” (Müminun,12)

“O ki, yarattığı her şeyi güzel yaptı. İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı.” (Secde,7)

“Allah, sizi önce topraktan, sonra da az bir sudan (meniden) yarattı. Sonra sizi (erkekli dişili) eşler yaptı. Allah’ın ilmine dayanmadan hiçbir dişi ne hamile kalır, ne de doğurur. Herhangi bir kimseye uzun ömür verilmez, yahut ömrü kısaltılmaz ki bu bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da yazılı) olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a kolaydır.” (Fatır,11)

“(Ey Muhammed!) Şimdi sen onlara sor: “Kendilerini yaratmak mı daha zor, yoksa yarattığımız diğer şeyleri yaratmak mı?  Şüphesiz biz onları yapışkan bir çamurdan yarattık.” (Saffat,11)

Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: “Muhakkak ben çamurdan bir insan yaratacağım.” (Sad,71)

“O, sizi (önce) topraktan, sonra az bir sudan (meniden), sonra “alaka”dan yaratan, sonra sizi (ana rahminden) çocuk olarak çıkaran, sonra olgunluk çağına ulaşmanız, sonra da ihtiyarlamanız için sizi yaşatandır. İçinizden önceden ölenler de vardır. Allah bunları, belli bir zamana erişmeniz ve düşünüp akıl erdirmeniz için yapar.” (Mümin,67)

Cin”i de yalın bir ateşten yarattı.” (Rahman,15)

 

 

Maun Suresi

Maun suresi 107. sıradadır ve 30. cüzde yer alır. 7 ayetten oluşan sure Mekke’de inmiştir. Sure adını son kelimesi olan “maun” kelimesinden almıştır. Maun, zekat vermek, bir şeyi geçici olarak vermek şeklinde yardım anlamına gelir.Yüce Allah bu surede asıl dini yalan sayıp inkar edenleri tarif ederek bunların kimler olduklarını ortaya koymuştur. Bunlar kimsesiz ve yardıma muhtaç durumda bulunan yetimi küçümseyerek onu itip kakan, yoksullara kendisi yardım etmediği gibi başkalarını da buna teşvik etmeyen kimselerdir. Resulullah (s.a.v)buyurdu ki: “Her kim Maun Suresini okursa –zekatı vermek şartıyla Allah Teala onun günahlarını affeder.”

Screenshot_1

Okunuşu

Bismillahirrahmanirrahim.
1- Era’eytellezi yükezzibü biddin
2- Fezalikellezi, yedu’ulyetim
3- Vela yehüddü ala ta’amilmiskin
4- Feveylün lilmüsallin
5- Ellezine hüman salatihim sahun
6- Ellezine hüm yüraune
7- Ve yemne’unelmaun

Anlamı

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla

1.Gördün mü, o hesap ve ceza gününü yalanlayanı!

2,3. İşte o, yetimi itip kakan, yoksula yedirmeyi özendirmeyen kimsedir.

4. Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,

5. Onlar namazlarını ciddiye almazlar.

6. Onlar (namazlarıyla) gösteriş yaparlar.

7. Ufacık bir yardıma bile engel olurlar.

Faziletleri

Evinde çok eşya kıran kimseler, bu sureyi üç kere okuyarak işe başlarsa, evinde hiçbir eşyası kırılmaz.

Maun suresini sürekli okuyan kimse saygınlığı olan bir kişi olur,herkes tarafından sözü dinlenir.

Küçük çocuk üzerine 41 kere okunursa, Allah’u Teala’nın izniyle her türlü afetlerden korunur.

Kuran Mucizeleri 3 Beyin Bölgeleri

“Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkar perçeminden yakalarız.” (Alak,15-16)

Ayette perçem olarak bahsedilen kelime alın olarak da çevrilebilir. prefrontal-600x600Beynin alın bölgesi olan ön lobu tam anlamıyla insanı insan yapan bölümdür. Yapılan araştırmalar ön lobda bir bozukluk olması veya faaliyet olmaması durumunda insanlarda davranış bozuklukları meydana geldiğini ortaya koymaktadır. Çünkü beynin ön lobundaki hareket azlığı nedeniyle pişmanlık, suçluluk, korku gibi insani duygular yaşanmaz ve ön lobun bu farklı işleyişi, kişileri şiddete yönlendirir. Nitekim acımasızca cinayet işleyen katiller, teröristler ve diktatörler gibi kişilerin beyinlerinin ön lobunun normal insanlarınkinden farklı çalıştığı, PET gibi görüntüleme teknikleriyle belirlenmiştir. Dolayısıyla alın bölgesinin insanın yalanla doğruyu ayırt etmede kullandığı bölge olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Görüldüğü üzere Alak Suresi’nde geçen “yalancı günahkar olan alın” ifadesi ile bilim adamlarının bu açıklamaları büyük bir paralellik göstermektedir. Yaklaşık son altmış yıl içinde keşfedilen bu gibi bilimsel gerçekleri Allah, 1400 yıl önce indirilen Kuran-ı  Kerim‘de bizlere haber vermektedir.

Hucurat Suresi 11.Ayet

Sure, adını dördüncü ayette geçen “Hucurat”kelimesinden almıştır.Hucurat “odalar” anlamına gelir. Buradaki odalardan kasıt Hz. Peygamber’in aile efradıyla birlikte ikamet ettiği odalardır. Surede başlıca, müminlerin, gerek Hz. Peygambere karşı, gerek kendi aralarında uymaları gereken bazı görgü ve ahlak kuralları konu edilmektedir.

Screenshot_1

Ya eyyuha-lleżine amenu la yesḣar kavmun min kavmin ‘asa en yekunü ḣayran minhum vela nisaun min nisa-in ‘asa en yekunne ḣayran minhun(ne)(s) vela telmizu enfusekum vela tenabezu bil-elkab(i)(s) bi/se-l-ismu-lfusuku ba’de-l-iman(i)(c) vemen lem yetub feula-ike humu-zzalimun

Ey iman edenler! Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Birbirinizi karalamayın, birbirinizi (kötü) lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir namdır! Kim de tövbe etmezse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

Tefsir

Bir kimse, toplum içinde yükselen değerlere göre –bu değerleri ölçü olarak alanlar bakımından– ikinci sınıf, “değersiz ve önemsiz” görülebilir, ama evrensel değerler ve konumuzla ilgili olarak da dini ve manevi değerler söz konusu olduğunda aynı şahıs önemli ve değerli olabilir; hele Allah nezdinde kimin nasıl değerlendirildiğini yanılgısız bilmek mümkün değildir. İnsanları küçümseyenler, alay edenler, aşağılayıcı, küçümseyici lakaplar takanlar işin bir de bu yönünü düşünmelidirler.Ayette dikkat çekilen, toplumların birbirleriyle alay etmesi, kendi medeniyetlerini üstün görmesi, diğer insanları küçümsemesi Kur’an ahlakının yaşanmamasının birer sonucudur.

Birbirinizi karalamayın” şeklinde tercüme ettiğimiz cümlenin karşılığı, “Kendinizi karalamayın” şeklindedir. Müminlerin kardeş olduğu ilan edildikten sonra birinin diğerini karalaması, kişinin kendini karalaması gibi kabul edilmiştir. Mealdeki “karalama”nın Arapça karşılığı “lemz”dir. Bu kelimenin anlamı ise “el ve dil ile, kaş göz işaretiyle bir kimseyi karalamak, küçük düşürmek, şeref ve haysiyetine leke sürmek”tir. Allah’a iman edenler böyle bir haksızlığı, öz kardeşleri gibi olan dindaşları bir yana düşmanlarına bile yapamazlar. Öte yandan ayette, kadınların da birbirleriyle alay etmesi yasaklanmıştır. Özellikle kadınların birbirlerine karşı alaycı sözler sarf etmeleri, iğneleyici konuşmalar yapmaları cahiliye toplumlarında daha sık rastlanan davranışlardandır. Hatta bu davranışlar öyle “alışılmış” olaylardır ki, iki kadın arasında geçen bu tarz bir diyalog çok makul karşılanabilir. Oysa Kuran’da insanların birbirlerine sıkıntı verici, taciz edici davranışlar göstermeleri çirkin bir ahlak olarak tanımlanmıştır.Ashaptan bazılarının, günahkar iken tövbe etmiş, Hristiyan veya Yahudi iken Müslüman olmuş kimseleri eski aidiyetleriyle nitelemeleri ve anmaları, bu cümlenin nüzul sebebi olarak zikredilmiştir. Tövbe sabıkayı sildiği için bir kimseyi eski haliyle anmanın hem din hem de ahlak yönünden tutarsızlığı, anlamsızlığı açıktır.

Tahrim Suresi

Tahrim suresi Medine’de nazil olmuştur. 12 ayettir. Tahrim kelimesi “haram kılmak” anlamına gelir. Birinci ayette Resulullah (s.a.v.)’in, bazı helal gıdaları, geçici bir süre kendine haram kılmasından bahsedildiği için bu ismi almıştır. Kur’an-ı Kerim’de 66.sıradadır. Hz. Peygamber’in bir eşine verdiği sırrı eşinin koruyamaması ve buna bağlı olarak gelişen olaylardan hareketle, aile ilişkilerinde güvenin önemi üzerinde durulmakta, müminlere hitap edilerek aile sorumluluğunun önemine dikkat çekilmekte, inkarcılar ve iman etmiş gibi görünen münafıklara sert bir uyarı yapılmakta, tövbenin kararlı bir iradeye dayalı olması gerektiği bildirilmekte; aile sorumluluğu kavramının yanlış anlaşılmaması için, yükümlülük çağındaki herkesin yaptıklarından şahsen sorumlu olacağı bazı örnekler ışığında açıklanmaktadır.

Peygamber Efendimiz buyurdu ki: “Her kim Tahrim Suresini okursa, Allah’u Teala kendisine tövbe-i nasuh (nasuh tövbesi) ihsan eder.”

160220191224325179469160220191224435176064

Okunuşu

Bismillahirrahmanirrahim

  1. Ya eyyuhennebiyyu lime tuharrimu ma ehallellahu leke tebteğıy merdate ezvacike vallahu ğafurun rahıymun.
  2. Kad feredallahu lekum tehıllete eymanikum vallahu mevlakum ve luvel’alıymulhakıymu.
  3. Ve iz eserrennebiyyu ila ba’dı ezvacihi hadiysen felemma nebbeet bihi ve ezharehullahu ‘aleyhi ‘arrefe ba’dahu ve a’reda ‘anba’dın felemma nebbeeha bihi kalet men enbeeke haza kale nebbeeniyel’aliymulhabiyru.
  4. İn tetuba ilillahi fekad sağat kulubukuma ve in tezahera ‘aleyhi feinnallahe huve mevlahu ve cibriylu ve salihulmu ‘miniyne velmelaiketu ba’de zalike zahiyrun.
  5. ‘Asa rabbuhu in tallakakune en yubdilehu ezvacen hayren minkunne muslimatin mu’munatin kanitatin taibatin ‘abidatin saihatin seyyibatin ve ebkaren.
  6. Ya eyyuhelleziyne amenu kuenfusekum ve ehliykum naren ve kuduhennasu velhıcaretu ‘aleyha melaiketun ğulazın şidadin la ya’sunallahe ma emerehum ve yef’alune ma yu’merune.
  7. Ya eyyuhelleziyne keferu la ta’tezirulyevme innema tuczevne ma kuntum ta’melune.
  8. Ya eyyuhelleziyne amenu tubu ilellahi tevbeten nesuhan asa rabbukum en yukeffire ‘ankum seyyiatikum ve yudhılekum cennatin tecriy min tahtihel’enharu yevme la yuhzillahunnebiyye velleziyne amenu me’ahu nuruhum yes’a beyne eydiyhim ve bieymanihim yekulune rabbena etmin lena nurena vağfir lena inneke ‘ala kulli şey’in kadiyrun.
  9. Ya eyyuhennebiyyu cahidilkuffare velmunafikıyne vağluz ‘aleyhim ve me’vahum cehennemu ve bi’selmasıyru.
  10. Dareballahu meselen lilleziyne keferumreete nuhın vemreete lutin kaneta tahte ‘abdeyni min ‘ıbadina salihayni fehanetahuma felem yuğniya ‘anhuma minallahi şey’en ve kıyledhulennare me’addahiliyne.
  11.  Ve da reballahu meselen lilleziyne amenumreete fir’avne iz kalet rabbibni liy ‘ındeke beyten fiylcenneti ve necciniy min fir’avne ve ‘amelihi ve necciniy minelkavmizzalimiyne.
  12. Ve meryemebte ‘ımranelletiy ahsanet ferceha fenefahna fiyhi min ruhına ve saddekat bikelimati rabbiha ve kutubihi ve kanet minelkanitıyne.

Anlamı

  1. Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah’ın sana helal kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
  2. Allah (gerektiğinde) yeminlerinizi bozmayı (ve kefaret ödemeyi) size meşru kılmıştır. Allah, sizin yardımcınızdır. O, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
  3. Hani peygamber eşlerinden birine, gizli bir söz söylemişti. Fakat eşi o sözü (başkasına) haber verip Allah da bunu peygambere bildirince, peygamber bunun bir kısmını bildirmiş, bir kısmından da vazgeçmişti. Peygamber, bunu ona (sırrı açıklayan eşine) haber verince o, “Bunu sana kim bildirdi?” dedi. Peygamber, “Bunu bana, hakkıyla bilen ve hakkıyla haberdar olan Allah haber verdi” dedi.
  4. (Ey peygamber’in eşleri!) Eğer siz ikiniz Allah’a tövbe ederseniz, ne iyi. Çünkü kalpleriniz kaydı. Eğer Peygamber’e karşı birbirinize arka çıkarsanız bilin ki Allah onun yardımcısıdır, Cebrail de, salih müminler de. Bunlardan sonra melekler de ona arka çıkarlar.
  5. Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, Müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verebilir.
  6. Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. O ateşin başında gayet katı, çetin, Allah’ın kendilerine verdiği emirlere karşı gelmeyen ve kendilerine emredilen şeyi yapan melekler vardır.
  7. Ey inkar edenler! Bu gün özür dilemeyin! Siz ancak yapmakta olduklarınızın karşılığını görüyorsunuz.
  8. Ey iman edenler! Allah’a içtenlikle tövbe edin. Umulur ki, Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter, peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların nurları önlerinden ve sağlarından aydınlatır, gider. “Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü senin her şeye hakkıyla gücün yeter” derler.
  9. Ey Peygamber! Kafirlere ve münafıklara karşı cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. Ne kötü varılacak yerdir orası!
  10. Allah, inkar edenlere, Nuh‘un karısı ile Lut‘un karısını örnek gösterdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikahları altında bulunuyorlardı. Derken onlara hainlik ettiler de kocaları, Allah’ın azabından hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara, “Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!” denildi.
  11. Allah, iman edenlere ise, Firavun’un karısını örnek gösterdi. Hani o, “Rabbim! Bana katında, cennette bir ev yap. Beni Firavun’dan ve onun yaptığı işlerden koru ve beni zalimler topluluğundan kurtar!” demişti.
  12. Allah, bir de iffetini sapasağlam koruyan ve bizim de kendisine ruhumuzdan üflediğimiz, Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını doğrulayan İmran kızı Meryem’i de (inananlara) örnek gösterdi. O itaat edenlerdendi.

Faziletleri

  • Eşlerin karşılıklı daime iyi geçinmeleri için okunur.
  • Kocasından zulüm gören bir Müslüman kadın, Tahrim suresinin 11. ayetini okumaya devam ederse, Allah’u Teala Hazreti Asiye’yi firavundan kurtardığı gibi onuda kurtarır.
  • Sihir ve büyüye,ağrı ve sancıya karşı okunabilir.
  • Borç ve yoksulluktan kurtulmak için okunur.