Namaz Vakitleri Dışında Kapalı Camiler ve Diyanet İşleri Başkanlığı

Cennutul Baki Kabristani
Cennutul Baki Kabristani
Cennutul Baki Kabristani

Namaz vakitleri dışında kapalı olan birçok cami var. Diyanet İşleri Başkanlığı‘nın bu konuda bir denetim çalışması var mı bilmiyorum. Ancak İstanbul gibi mübarek bir belde de yaşayan bir mümin olarak bu durum bizi çok üzüyor. En kötüsü de namaz vakitleri dışında kapalı olan cami imam ve müezzinlerinin “sorumluluk duygusu” hissetmemesi. “Namaz Vakitleri Dışında Kapalı Camiler ve Diyanet İşleri Başkanlığı” yazısını okumaya devam et

Namaz Yalnızlığa Çaredir

Kabe'de Namaz
Kabe’de Namaz

Namaz kılmak insanın yalnızlık hissine kapılmasının önüne geçer. İnsanların birbirinden isteyerek veya istemeyerek uzaklaştıkları, günlük hayat koşuşturmasının giderek arttığı bugünkü medeniyetin olumsuz bir etkisi de yalnızlık hissidir. Namaz ferden veya cemaat ile kılındığı zaman her iki durumda da insanların yalnızlık hissini günde en az 5 defa giderebilmektedir.

Çünkü namaz, yalnız kılındığında insanı Allah’ın huzuruna götürmekle, insana yalnız olmadığını hatırlatmaktadır. Cemaatle kılındığı zaman da insanı yine hem Allah ile karşı karşıya getirmekte hem de diğer insanlarla bir araya getirerek yalnız olunmadığını vurgulamaktadır.

Psikiyatristlerin tavsiyesi derdimizi anlatacağımız kişiyi dikkatlice seçmemiz üzerinedir. Çünkü herkese dertlerimizden bahsetmemiz mümkün değildir. Sıkıntılarımızı paylaşacağımız kişinin mesleği, yaşı, cinsiyeti önemli değildir. Önemli olan bizi anlayan, dinleyen ve yardım eden biri olduğunu hissetmemizdir.

Bu durumda işiten, gören ve her işin sahibi olan Allah, hiç düşünmeden sığınabileceğimiz yegane limandır. Peygamber Efendimiz bir sıkıntıyla yüz yüze geldiğinde namaza sığınırdı. Bir iş, Allah Resulü’nü tedirgin ettiği zaman namaza yönelir ve müezzini Bilal Efendimize de ezanı kastederek “Bizi rahatlar ey Bilal!” derdi. Bu sözleriyle Efendimiz namazın insanı rahatlattığını, sıkıntılarını, kederini, yalnızlığını Allah’a açarak, O’na yalvararak giderebileceğini belirtmiştir.

Kolin adında, sonradan Müslüman olan bir İngiliz, gemi ile Mağrip’teki Tanca şehrine sefer yaptığında büyük bir fırtına kopar. Gemi batma tehlikesi ile karşı karşıya gelir. Yolcular eşyalarını denize atmaya, kaçışmaya başlarlar. Herkes korku, endişe ve çaresizlikten dolayı ne yapacağını şaşırır. Tam o sırada, Müslümanlar tek saf haline durarak tekbir, kelime-i şahadet ve tespih getirirler.

namaz-kılmak

Kolin onlardan birine yaklaşarak ne yaptıklarını sorar. Müslüman adam cevap verir: “Allah’a namaz kılıp, dua ediyoruz.” Kolin tekrar sorar: “bu geminin batmaya yüz tutması sizi endişelendirmiyor mu?” Müslüman cevap olarak “Hayır” der. “Biz öyle bir Allah’a namaz kılıyoruz ki bütün iş yalnız O’nun kudreti iledir; isterse diriltir, isterse öldürür.” O korkutucu anda bile Müslümanların kendilerini Allah’ın yanında hissetmelerinden etkilenen Kolin, daha sonra İslam’ı tetkik eder. Bu hadise neticede onun hidayete ulaşmasına vesile olur.

Göğsü daralan, gönlü muzdarip olan, kendini yalnız hisseden kimselerin saadeti namazda gizlidir.

Namazdan Sonra Yapılacak Dualar ve Müezzinin Görevi

Namaz Tesbihatı

Namazdan sonra yapılacak dualar ve müezzinlik konusunda 5 vakit namaz kılan birçok mümin kardeşimizin eksik bilgiye sahip olduğunuz müşahade ettim. Cemaatle yapılan namazlar sonrasında birçok arkadaşımızın gerekli duaları tam anlamıyla yapmadığını gördüm. Dolayısıyla  namaz sonrası yapılacak duaları ve cemaatle yapılan namazlarda müezzinin görevlerini “özetle” anlatmak istiyorum.

Müezzinin görevi kametle başlar.

Kamet, namazların farzlarını kılmaya başlarken okunan ezan sözlerinden ibarettir. Ezan vaktin başlangıcında okunur; kamet ise farza durulacağı zaman getirilir.

Beş vakit namaz ile Cuma namazı için ezan ve kamet getirilmesi, ayrıca Cemaatle kılınacak kaza namazları için de, ezan ve kamet okunması sünnettir.

 Kamet (Sağdan sola doğru okuyunuz)
الله اكبر الله اكبر الله اكبر الله اكبر
Allahü Ekber Allahü Ekber Allahü Ekber Allahü Ekber
اشهد ان لا اله الا الله اشهد ان لا اله الا الله
Eşhüde en la ilâhe illallah Eşhüde en la ilâhe illallah
اشهد ان محمدا رسول الله اشهد ان محمدا رسول الله
Eşhedü enne Muhammeden  rasulullah Eşhedü enne Muhammeden  rasulullah
حي على الفلاح حي على الفلاح حي على الصلاة حي على الصلاة
Hayye alel-felâh Hayye alel-felâh
Hayya ale’salah
Hayya ale’salah
الله اكبر الله اكبر
قد قامت الصلاة
قد قامت الصلاة
Allahü Ekber Allahü Ekber Kad kametis selah Kad kametis selah
لا اله الا الله لا اله الا الله
La ilâhe illallah La ilâhe illallah

Kamet getirilir ve imamla birlikte farz namazı kılınır. Selam verdikten sonra “Allahümme entesselamü ve minkes-selamü tebarekte ya zel-celali vel-ikram”  (Allah’ım! Sen selâmsın. Selamet de sendendir. Ey celâl ve ikrâm sâhibi! Sen münezzehsin, sen yücesin”) denilir.

Allahumme-Entesselamu

Akabinde müezzin Peygamber efendimize (sas) salat ve selam getirilmesi için Alâ Rasulina salavat” (Peygamberimizin üzerine salavat getirin) der. Cemaatte “Allâhümme salli alâ Muhammed” diyerek Salavat getirir.

Sonrasında “Salatı Münciye” (Tüncina) duası okunur.

“Allâhumme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli Seyyidina Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min-cemî’il-ehvâli vel âfat. Ve takdî lenâ bihâ cemîal hâcât ve tutahhirunâ bihâ min-cemîi’s-seyyiât ve terfe’unâ bihâ ındeke a’lâ’d-deracât ve tubelliğunâ bihâ aksâ’l-ğayât min cemiîl-hayrâti fî’l-hayâti ve ba’del-memât birahmetike Yâ erhame’r-rahimîn. Hasbunellahu ve ni’mel vekîl, ni’mel mevlâ ve ni’me’n-nasîr. Ğufraneke rabbenâ ve ileyke’l-masîr.”

Anlamı:

“Allahım! Efendimiz Muhammed’e (sav) ve onun ehli beytine salât at. Bu salâvat o derece değerli olsun ki: Onun hürmetine bizi bütün korku ve belalardan kurtarsın. Bizim ihtiyaçlarımızı o salâvat hürmetine yerine getirsin, bizin bütün günahlardan bu salâvat hürmetine temizlersin, o salâvat hürmetine bizi derecelerin en üstüne yüceltirsin, o salâvat hürmetine hayatta ve öldükten sonra düşünülebilecek bütün hayırlar konusunda gayelerin en sonuna kadar ulaştırsın. Ey merhametlilerin merhametlisi bize bunları merhametinle nasip et. Allah Tealâ bize kafidir ve ne iyi bir dost, ne iyi bir vekildir. Ey Rabbimiz, senin mağfiretini dileriz, dönüş yalnız sanadır.

Salaten Tuncina

Bu dua imam tarafından okunduğu zamanlarda “korku mânâsına gelen cümlelerinde” ellerin içinin yere çevrilip aşağıya tutulabilir sonrasında ellerin içi yine yukarıya çevrilir. Bu durumun bazi hadislerden kaynaklandığı söylenir ki bu hadislerden biri şöyledir. “Peygamber Efendimiz Aleyhissalatü vesselam, Allah’tan bir şeyin olmasını istediği zaman ellerinin içini yukarıya çevirirdi. Ancak bir şeyden sakınacağı zaman ise ellerinin içini aşağıya çevirirdi.” (Bu konuyla ilgili Hadisler için bkz: Müsned, Ahmed b. Hanbel 4/56; Mecmau’z- zevaid, 10/168; Cemu’l-fevaid, 2/618; el-Fethu’l-kebir, 2/357; ) Bu nedenle ellerini dua ederken aşağıya çevirenler bu hadislere göre amel etmiştir.

Sonrasında müezzin “Subhanallahi vel hamdu lillahi ve la ilahe illellahu vallahu ekber. Ve la havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim.”(“Allah’ı bütün noksan sıfatlardan tanzih eder, kemal sıfatlarla muttasıf olduğunu kabul ederim. Bütün hamd ve şükürler Allah’adır. Allah’tan başka hiç bir ilah yoktur. İhtiyaçları gideren ve zararları yok eden yalnız yüce ve güçlü olan Allah’tır.) der ve sonrasında 33’er defa sırasıyla 

– “Sübhânellah (Allah’ı noksan sıfatlardan tenzih ederim)”,

– “Elhamdülillâh (Her türlü övgü Allah’a mahsustur)”,

– “Allâhü ekber (Allah, en büyüktür)”

denir.

Akabinde müezzin, “Lâ ilâhe illâllâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehül-mülkü ve lehül-hamdü ve hüve ‘alâ külli şey’in kadîr.” (Allah’tan başka ilâh yoktur, sadece O vardır. O’nun ortağı yoktur. Mülk O’nundur, her türlü övgü O’na mahsustur, O her şeye gücü yetendir” ) duasını okur.

Vahdehula

Akabinde “Sübhane Rabbiyel aliyyil alel vehhab” (Ali, a’la ve vehhab olan Rabbimi tesbih ederim) denilerek eller semaya açılır ve cemaat içinden dua okumaya başlar.

İmam sonrasında “El Fatiha” der, cemaat ve imam içinde Fatiha suresini okur.

İmam akabinde tesbihatı bitirmek için “Aşr-ı şerifi” de okuyabilir.