
Peygamber Efendimizin doğmasına yaklaşık iki ay varken Mekke’de bir olay yaşandı. Bu olaya Fil Vak’ası denir. O dönemde insanlar Mekke’ye gelir, Kabe’yi ziyaret ederlerdi. Yemen’de, Habeşistan Krallığına bağlı Hristiyan bir vali olan Ebrehe, Arapların her sene Hac amacıyla Mekke’ye gitmelerini istemiyordu. Buna engel olmak için Bizans İmparatorunun da yardımı ile Sana’da büyük bir kilise yaptırdı. Adını da ‘Kulleys’ koydu.
İnsanların Kabe‘yi değil bu kiliseyi ziyaret etmelerini istedi. Bundan kazanç sağlamayı umuyordu. Araplar ise eskiden beri Kabe’yi ziyaret ettiklerinden, Ebrehe’nin yaptırdığı kiliseye gitmeyi kabul etmediler. Ebrehe’nin Hac için gelenleri engelleme niyeti Yemen’li Arapları da öfkelendirdi. Bir rivayete göre Nukayl isminde biri, Kulleys Kilisesi’ne girerek içeriyi harabeye çevirdi, kirletti ve daha sonra kayıplara karıştı. Ebrehe bunu ağır bir hakaret olarak gördü. Olayın üzerinden fazla geçmeden kilisede bir de yangın çıkınca vali intikam almaya karar verdi.

Bu amaçla büyük bir ordu hazırlayıp, Kabe’yi yıkmak ve geriye kalan enkazı fillerle Yemen’e taşımak için on dokuz fil ve altmış bin Habeşliden oluşan ordusu ile harekete geçti. Ebrehe’nin ordusunda, önde yürütülen “Mahmud” adında iri bir fil vardı. Kabe’ye yaklaşınca fil dizleri üstüne yere çöktü ve yürümez oldu. Böylece, Mekke‘ye yaklaşıp hücuma gücü yetmeyen Ebrehe’nin ordusu üzerine, Allah, Ebabil kuşlarından (Dağ Kırlangıçları) bir sürü gönderdi. Bu kuşların her biri; biri ağzında ikisi de ayaklarında olmak üzere üçer taş taşıyorlardı. Bunları Ebrehe’nin ordusu üzerine tek tek bıraktılar. Taşlar, askerleri, başlarından aşağı delip geçiyordu. Taşa hedef olan her asker, etleri parçalanarak hemen ölüyordu. Ayette de bildirildiği gibi, ordu, yenilmiş ekin yaprağı gibi oldu. Bu durumu gören Ebrehe, telaşlanarak kaçmak istedi. Fakat kaçamadı. Taşlar ona da isabet etmişti. Kaçtıkça, etleri parça parça dökülerek öldü. Bu olay, Kur’an-ı Kerim’de Fil Suresi’nde şöyle geçmektedir:
“O kuşların her biri, onların üzerine, çamurdan yapılmış ve ateşte pişirilmiş taş atarlardı. Nihayet Allahü Teala onları, güve yemiş ekin yaprağı gibi, yok ediverdi.”
“Fil Vak’ası” için 3 yorum