Yemin Bozmak

tesbih

Mü`akide yemininin hangi türünden olursa olsun bozulması, kefareti gerektirir. Kefaret yemin bozulduktan sonra ödenir. Yemin bozulduktan sonra ödenen kefaretin muteber olduğu konusunda ulema arasında hiç bir ihtilaf yoktur. Kefaret ister malla, ister oruçla ödensin mutlaka yemin bozulduktan sonra ödenmelidir. Bozulmadan önce ödenmesi caiz değildir.

Yemin kefareti; gücü yeterse bir köle azad etmek veya on fakiri sabah ve akşam doyurmak ya da on fakiri alışılmış biçimde giydirmektir. Kişi bu üçü arasında muhayyerdir. Ama bunlara gücü yetmezse, peşi peşine üç gün oruç tutar. Orucun arası hayız dahil hiç bir özür sebebiyle kesilmez, kesilmesi halinde yeniden başlanmalıdır. Yemin kefaretinin gereği ve bu şekilde ödeneceği Kur`ân-ı Kerîm`le sabittir ve ayet gayet nettir.

Maide, 5/89:

Lâ yuâhizukumullâhu bil lagvi fî eymânikum ve lâkin yuâhizukum bimâ akkadtumul eymân(eymâne), fe keffâratuhu it’âmu aşerati mesâkîne min evsatı mâ tut’ımûne ehlîkum ev kisvetuhum ev tahrîru rakabeh(rakabetin) fe men lem yecid fe sıyâmu selâseti eyyâm(eyyâmin) zâlike keffâratu eymânikum izâ haleftum vahfezû eymânekum kezâlike yubeyyinullâhu lekum âyâtihi leallekum teşkurûn(teşkurûne).

Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerle sizi sorumlu tutmaz. Ama bile bile yaptığınız yeminlerle sizi sorumlu tutar. Bu durumda yeminin kefareti, ailenize yedirdiğinizin orta hâllisinden on yoksulu doyurmak, yahut onları giydirmek ya da bir köle azat etmektir. Kim (bu imkânı) bulamazsa, onun kefareti üç gün oruç tutmaktır. İşte yemin ettiğiniz vakit yeminlerinizin kefareti budur. Yeminlerinizi tutun. Allah, size âyetlerini işte böyle açıklıyor ki şükredesiniz.

Ebû Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
“Resûlullah aleyhissalâtü vesselâm Rabbinden naklen buyurdular ki: Bir kul günah işledi ve ‘Yâ Rabbi, günahımı affet!’ dedi Hak Teâlâ da, ‘Kulum bir günah işledi; arkadan bildi ki günahları affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır’ buyurdu Sonra kul dönüp tekrar günah işledi ve ‘Ey Rabbim, günahımı affet!’ dedi Allahu Teâlâ da, ‘Kulum bir günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi vardır’ buyurdu Sonra kul dönüp tekrar günah işledi ve ‘Ey Rabbim, beni affeyle!’ dedi Allahu Teâlâ da, ‘Kulum günah işledi ve bildi ki, günahı affeden veya günah sebebiyle cezalandıran bir Rabbi olduğunu bildi Ey kulum, dilediğini yap, ben seni affettim’ buyurdu.

Ramazanda İbadet ve İyilik

Ramazanda İbadet ve İyilik
Ramazanda İbadet ve İyilik
Ramazanda İbadet ve İyilik

Bu konuda imam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:

“Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları af olur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.

Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren amirler de af olur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur.”

Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü Tealanın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.

Oruçlu iken günahtan sakınmalıdır. Gözü ve dili günahlardan koruduğumuz gibi, kulağımızı da korumamız gerekir. Konuşulması haram olan şeyi, dinlemek de haramdır. El, ayak ve diğer uzuvları da haramdan korumalıdır! Oruç tutup azaları ile günah işleyen, ilaç yerine zehir içen hastaya benzer. Çünkü günah zehirdir. İbadetlerimizin sevabını yok eder.

Kötülük veya herhangi bir günah işledikten sonra pişman olmak ve iyilik ve ibadet etmeye devam etmek lazımdır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Bir günah işlediğin zaman hemen arkasından bir iyilik yap, bir sevap işle ki o günahı mahvetsin!” [Beyheki]

“Nerede, ne halde bulunursan bulun, Allah’tan kork ve kötülüğün akabinde bir iyilik yap ki onu yok etsin!” 
[Tirmizi]
Kötü-iyi ayrımı yapmadan herkese iyilik etmelidir! Güçsüzlere, ihtiyarlara, muhtaçlara yardım etmek dinimizin emirlerindendir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Güçsüzlere, hastalara, yaşlılara ve küçüklere merhamet ediniz!” [Şir’a]

“Büyüklerimizi saymayan, küçüklerimize acımayan bizden değildir.” 
[Buhari]

“Yaşlılarımıza hürmet ve ikram, Allahü Tealaya saygıdandır.” 
[Buhari]

“Bir Müslüman kardeşine ikram eden, Allahü Tealaya ikram etmiş gibidir.” 
[Taberani]

“Bir genç, bir ihtiyara, yaşından dolayı hürmet ederse, onun yaşına varınca, Allahü Teala, ona gençleri hürmet ettirir.” 
[Şir’a]

Ramazanda İbadet ve İyilik
Ramazanda İbadet ve İyilik

İnsanlara iyilik etmek çok sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

“İnsanların hepsi Allah’ın ıyali [ev halkı] gibidir. Allahü Tealanın en çok sevdiği kimse, Onun ıyaline [insanlara] en faydalı olandır. Allahü Tealanın en buğzettiği kimse de Onun ıyaline iyilik etmeyendir.” [Bezzar]

“Şu iki şeyden daha iyisi yoktur: Allah’a iman ve Onun kullarına iyilik etmek. Şu iki şeyden de kötüsü yoktur: Şirk ve insanlara kötülük etmek.” 
[Deylemi]

“En iyi kimse, kendisinden hep iyilik beklenendir.” 
[Tirmizi]

“İyilik etmek ömrü uzatır.” 
[Taberani]

“Kime bir iyilik yapılırsa, o iyiliği ansın! İyiliği anmak şükür, iyiliği gizlemek nankörlüktür.”
[Ebu Davud]

Ka’b Bin Malik, Tövbesi ve Tevbe Ayeti

Kab Bin Malik'in Tövbesi
Kab Bin Malik'in Tövbesi
Kab Bin Malik’in Tövbesi

Ka’b Bin Malik (ra)’ın başına gelenler, tövbesi ve sonrasında inen ayet hepimizi ders çıkarması gereken olayları çok güzel anlatıyor. Asr-ı Saadet zamanında mevsimin insanı dinlenmeye, dinginliğe yönlendirdiği zamanlardır. Hz. Muhammed (sav) Tebük gazvesine/savaşına çıkacaktır. Sefer uzun ve zahmetli olacağı için tüm müslümanlara önceden hazırlanmaları yönünde haber verir. Ka’b Bin Malik (ra-Allah ondan razı olsun)’de herkes gibi hazırlığa başlamıştır. Ancak Ka’b Bin Malik yola çıkma vaktinde diğerleriyle birlikte hareket edemedi. “Ka’b Bin Malik, Tövbesi ve Tevbe Ayeti” yazısını okumaya devam et