Namaz Vakitlerinin Anlamları

 

 Allah’ın her emir ve yasağının sayısız hikmeti olduğu gibi namazların belli vakitlerde kılınmasının da elbette birçok hikmeti vardır. Kur’an-ı Kerim’de namaz vakitleriyle ilgili pek çok ayet yer almaktadır.

(Ey Muhammed!) Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür. (Hud Suresi 114)

Güneşin zevalinden (öğle vaktinde Batı’ya kaymasından) gecenin karanlığına kadar (belli vakitlerde) namazı kıl. Bir de sabah namazını kıl. Çünkü sabah namazı şahitlidir. Gecenin bir kısmında da uyanarak sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl ki, Rabbin seni Makam-ı Mahmud’a ulaştırsın. (İsra Suresi 78-79)

Güneşin doğuşundan ve batışından önce Rabbini hamd ile tespih et. Gece vakitlerinde ve gündüzün uçlarında da tespih et ki hoşnut olasın.” (Taha Suresi 130)

Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah’ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O’na mahsustur. (Rum Suresi 17-18)

 

Sabah Namazı

Yeni bir başlangıç

Sabah namazı vakti; bizim anne karnına düştüğümüz anı, kainatın yaratıldığı 6 günden ilk günü ve yıl içindeki bahar mevsimini gösterir. Sabah vakti aydınlıkla birlikte yeni bir güne başlar adeta yeniden doğarız. İnsan sabahleyin çeşitli faaliyetlere başlamak için gerekli vücut zindeliğine kavuşmuş halde uyanır. Bizlere yine O’nun bize verdiği rızkları kazanabilmemiz için bu canlılık ve zindeliği de veren  şüphesiz Allahu Teala`dır. Bu nedenle O’nun verdiği nimetlere ve sıhhate şükür için, sabah namazını kılmakla mükellef tutulmuşuzdur.

Rivayet edildiğine göre sabah namazının fazileti ile ilgili Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Sabah namazını kılan kimse Allah’ın himayesindedir. Dikkat et, ey Ademoğlu! Allah, bizzat himayesinde olan bir konuda seni sorguya çekmesin. (Müslim, Mesâcid 261-262)

 

Öğle Namazı

Gençlik ve Cehennem

Öğle vakti günün en sıcak zamanı olduğu için yazın en sıcak dönemine, insanda ise gençlik çağına işaret eder. Yine, öğlenin sıcağı bizlere mahşer gününü hatırlatır. Öğle vakti işlerimizin en yoğun olduğu andır. İnsan, o vakitte günlük işlerin yoğunluğundan dolayı adeta boğulacak duruma gelir. Tam da bu anda hem  bu sıkıntılardan biraz olsun uzaklaşmak, hem de günün o saatine kadar Rabbimizin bize verdiği nimetlere şükürde bulunmak amacıyla namaza koşar ve bizi sıkıntıya sokan dünya işlerinden sıyrılarak bir nefes alma fırsatı buluruz.

Ebu Hureyre(r.a)’den rivayet edildiğine göre Peygamberimiz şöyle buyurdu:

 

Sıcak (öğle vakti) şiddetlendiği zaman, onu namazla serinletin. Muhakkak ki, sıcaklığın şiddeti, cehennemin nefes almasından ileri gelir. Öyle ki, cehennem ateşi Rabbine ‘Ya Rabbi! Bir kısmım bir kısmımı yedi.’ diyerek şikayette bulundu. Bunun üzerine Allah, nefesin biri kışta, biri de yazda olmak üzere (yılda) iki nefes almasına izin verdi. İşte sizin gördüğünüz en şiddetli sıcak ve en şiddetli soğuk bundan (bu iki nefesten meydana gelmekte)dır. (Buharî, Mevakît, 9; Müslim, Mesacid, 185, 186, 187)

 

İkindi Namazı

İhtiyarlık ve sonbahar

İkindi vakti, güneşin batmaya meylettiği zamandır. Aynı zamanda insanoğlunun ve kainatın son dönemine de işaret eder. İkindi vakti geldiğinde az sonra güneşin batacağını ve birkaç saat sonra yeryüzündeki her şeyin karanlıkta kaybolacağını düşünürüz. Tam ümitsizliğe düşeceğimiz böyle bir zamanda kulaklarımızda ezan sesi yankılanır ve tek sığınılacak kapının Rabb’imiz olduğunu fark ederiz.

Ebu Züheyr Umare İbni Ruveybe (r.a) Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittiğini söyledi:

Güneş doğmadan ve batmadan önce namaz kılan bir kimse cehenneme girmeyecektir.”  (Müslim, Mesâcid 213-214)

Peygamber efendimiz bu sözüyle sabah ve ikindi namazlarını kastetmiştir.

 

Akşam Namazı

Ölüm ve kıyamet

Akşam vakti sonbaharın sonunda varlıkların ölmesini, insanın vefatını ve kıyameti hatırlatır. Artık gün batmış, güneşten geriye yalnızca bir kızıllık kalmıştır. Bu vakit yirmi dört saatlik bir günün ölümüyle birlikte bizim ölümümüzden de haber verir. Güneşin batmasıyla birlikte doğan her şeyin bir gün batacak olduğu gerçeğini hatırlarız. Bu düşünceler içinde kalbimize teselli vermek ve ruhumuzu huzura kavuşturmak için akşam namazına koşarız.

Ebu Atıyye dedi ki; ben ve Mesruk, Aişe (r.a)’nın yanına gittik.

Mesruk ona:

-“Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in ashabından iki kişi var. İkisi de hayırdan geri kalmıyorlar. Ancak bunlardan biri akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele ediyor, diğeri ise hem akşam namazını hem de iftarı geciktiriyor. dedi.

Bunun üzerine Aişe (r.a):

Akşam namazını kılmakta ve oruç açmakta acele eden kimdir? diye sordu.

Mesruk da:

– (İbni Mes’ud’u kastederek) Abdullah’tır. cevabını verdi.

Bunun üzerine Aişe (r.a):

Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de öyle yapardı.” dedi.(Müslim, Sıyâm 49-50)

 

Yatsı Namazı

Büyük karanlık

Yatsı vakti güneşe ait hiçbir izin kalmadığı zamandır. Artık arkada bırakılan bir günün varlığı hakkında bize fikir verecek hiçbir şey yoktur. Akşam vakti izini bir kızıllık halinde şafağa bırakmıştı, o kızıllık da gidince her şey gitmiş ve bitmiş olmaktadır. Yatsı vakti bizlere her şeyin bitip tükendiğini ve kabirde her türlü ışıktan mahrum kalacağımızı hatırlatır. Bu vakitten sonra artık uyku alemine geçeriz. Hem yarı ölüm olarak adlandırılan hem de huzur ve dinlenme zamanı sayılan bu aleme geçmeden önce güne şükürle başladığımız gibi yine bir şükürle son vermek, gün içerisinde yaptıklarımızdan dolayı Allah’ın affına sığınmak için yatsı namazını kılarız.

Ebu Hüreyre (r.a) ‘den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v)şöyle buyurdu:

Münafıklara sabah ve yatsı namazından daha ağır gelen hiçbir namaz yoktur.  İnsanlar bu iki namazda ne kadar çok ecir ve sevap olduğunu bilselerdi, emekleyerek de olsa cemaate gelirlerdi. (Buhârî, Mevâkît 20)

Namazın Sünnetleri Nelerdir?

Sünnetin hükmü: Namazda sünneti terk etmek, namazı bozmaz, sehiv secdesi yapmayı da gerektirmez, ancak mekruh olur.

Namazın Başlıca Sünnetleri Şunlardır:

1. Beş vakit namaz ile cuma namazı için ezan ve ikamet erkekler için sünnettir. (kadınlara mekruhtur.)

2. Namazın iftitah tekbirinde, vitir namazının kunut tekbirinde ve bayram namazlarının zevaid tekbirlerinde elleri kulakların hizasına kaldırmak. (Kadınlar, parmak uçları omuz hizasına gelecek şekilde ellerini kaldırırlar.)

3. Eller kaldırıldığı sırada parmakları ne bitişik ne de fazla açık tutmak, yani kendi halinde normal açıklıkta bulundurmak, ellerin ve parmakların içi kıbleye karşı gelmek,

4. İmama uyan kimsenin iftitah tekbiri, imamı geçmemek üzere- imamın iftitah tekbirine yakın olmak,

5. Kıyamda elleri bağlamak. (Erkekler; sağ elin avucu sol elin üzerinde ve sağ elin baş ve küçük parmakları sol elin bileğin; kavramış olarak ellerini göbek altında bağlarlar.)

(Kadınlar: Sağ el, sol elin üzerinde olacak şekilde ellerini göğüs üstüne koyarlar. Erkekler gibi sağ elin parmakları ile sol elin bileğin! kavramazlar)

6. Kıyamda iki ayağın arasını dört parmak kadar açık bulundurmak,

7. Sübhaneke okumak.

8. “Euzubillahi mineşşeytanirracîm”demek.

9. Her rekatta fatihadan önce “Bismillahirrahmanirahim” demek.

10. Fatihanın sonunda imamın ve ona uyanların “Amin” demesi.

11. “Sübhaneke, Eüzü-Besmele ve Amin”i içinden okumak,

12. Sabah ve öğle namazlarında fatihadan sonra uzunca, ikindi ve yatsı namazlarında kısa, akşam namazında daha kısa süre okumak. Bu, misafir olmayanlar içindir. Yolcu olan veya vakti dar olan kimse dilediği ayet ve süreyi okur.

13. Rükûa varırken “Allahü Ekber” demek.

14. Rükûda dizlerim ellerin parmakları açık olarak tutmak. (Kadınlar parmaklarını açmaz ve dizlerim tutmazlar, sadece ellerini dizleri üzerine koyarlar.)

15. Rükûda dizlerim ve dirseklerim dik tutup bükmemek. (Kadınlar rükûda dizlerim bükük bulundururlar.)

16. Rükûda arkasını dümdüz yapmak. (Kadınlar arkalarım biraz meyilli bulundururlar.)

17. Başını, sırtı ile bir seviyede bulundurup yukarıya kaldırmamak ve aşağıya eğmemek.

18. Rükûda üç kere “Sühhane Rahbiye’l-azîm” demek.

19. Rükûdan kalkarken “SemiAllahu ilmen hamideh’ demek.

20. Rükûdan doğrulunca “Rabbena leke’l-hamd” demek.

21. Secdeye varırken yere; önce dizlerini, sonra ellerini, daha sonra alın ve burnunu koymak

22. Secdeden kalkarken önce başını sonra ellerini daha sonra dizleri üzerine ellerini koyarak dizlerini yerden kaldırmak.

23. Secdelere varırken “Allahü Ekber” demek,

24. Secdelerden kalkarken “Allahü Ekber” demek.

25. Secdelerde yüzünü iki elleri arasına almak, eller yüzden geri ve uzakta olmayıp yüze yakın ve yüzün hizasında bulunmak, ellerin parmakları birbirine bitişik olduğu halde kıbleye karşı el ayası ile yere yapışık olmak,

26. Secdelerde üçer kere “Sübhane Rabbiye ‘l-ala ” demek-

27. Erkeklerin, secdede karnını uyluklarından, dirseklerini yanlarından ve kollarını yerden uzak tutması- (Kadınlar, secdede kollarını yanlarına, karnını uyluklarına yapıştırıp yere doğru alçalırlar.)

28. îki secde arasında oturmak.

29. iki secde arasında, birinci oturuşta (Ka’de-i Gla) ve son oturuşta (Ka’de-i ahîre) elleri uylukları üzerine koymak.

30. Otururken sol ayağını yere yayıp üstüne oturmak ve sağ ayağını dikerek parmaklarım kıbleye karşı getirmek- (Kadınlar, ayaklarını sağ tarafa yatık olarak çıkarıp sol kalçaları üzerine otururlar.)

31. Ettehiyyatü’nün kelime-i şehadetinde sağ elinin şehadet parmağı ile işaret etmek.

işaret; Kelime-i şehadette “La ilahe” derken sağ elin şehadet parmağını kaldırmak, “illellah” derken de indirmek suretiyle olur

32. Ettehiyyatü’yü içinden okumak.

33. Üç ve dört rekatlı farzların üçüncü ve dördüncü rekatlarında fatiha okumak. (ilk iki rekatlarda fatiha okumak ise vaciptir.)

34. Son oturuşta “Ettehiyyatü”den sonra “Allahümme sallı, Allahümme barik” ve bunlardan sonra da dua okumak.

35. Selam verirken başını evvela sağa. sonra sola çevirmek.

36. Selamda “Esselamu aleyküm ve Rahmetullah” demek.

37. İmam her iki tarata selam verirken kendisine uyan cemaatı ve hafeze meleklerini selamlamayı niyet etmek.

38. İmama uyan, selamında cemaati ve imamı niyet etmek.

39. Tek başına kılan; selamında melekleri niyet etmek.

40. İmam sol tarafa selam verirken sesini biraz alçaltmak.

41. İmama uyan kişinin selamı, imamın selamına yakın olmak.

42. İmama sonra dan uyan kimse, yetişemediklerim kılmak için imamın ikinci selamını beklemek.


Namazın Mekrûhları Nelerdir?

1. Namazın içinde sağa sola bakmak
2. Elbise veya vücut ile oynamak. (Vücuda yapışan elbiseyi küçük bir hareketle silkelemekte bir beis yoktur)
3. Özürsüz, parmağını çıtlatmak
3. Secde yerindeki taşları temizlemek
4. Elini böğrüne koymak
5. Bir yerini bir veya iki kere kaşımak. (Namazda burun akıntısını silmek yere akıtmaktan evlâdır.)
6. Özürsüz bağdaş koymak
7. İnsan yüzüne karşı kılmak
8. Kor halindeki ateşe karşı namaza durmak
9. Bir kimsenin önünde, başı üzerinde, sağında, solunda arkasında veya elbisesinde bakan kimsenin kolayca görebileceği kadar belirgin resim varken namaz kılmak
10. Gerinmek, esnemek
11. Tehiyatta ayak parmaklarını dikip, ökçelerin üzerinde durmak
12. Kaynaklarını (kalçalarını) yere koyup dizlerini göğse çekerek veya elleri yere koyarak oturmak
13. Yenisi ve güzeli varken eski ve kötü elbise ile kılmak. (müstehap olan her zaman adet olanı giymektir. Gecelikler, giyilmesi adet olan elbiselerden olduğu için onunla namaz kılmakta kerahet yoktur.)
14. Başı açık kılmak. (Alçak gönüllülük maksadıyla olursa mekruh olmaz.)
15. Secdede veya secde dışında elinin veya ayağının parmaklarını kıbleden çevirmek
16. Cemaatle namaza duracağında önünde yer varken safa girmeyip, arkada durmak
17. Kabre karşı namaz kılmak
18. Necasete karşı perdesiz namaz kılmak
19. Kadınla, perdesiz bir hizada durup ayrı ayrı namaz kılmak
20. Tuvalete gitme ihtiyacı varken sıkışık olarak namz kılmak
21. Secdeden kalkarken dizlerini ellerinden evvel kaldırmak
22. Secdede bir ayağını kaldırmak
23. İmamdan evvel rüku’a gitmek
24. İmamdan evvel secdeye gitmek
25. İmamdan evvel secdeden kalkmak
26. Secdeye giderken özürsüz olarak ellerini dizlerinden evvel yere koymak
27. Özürsüz, yere veya duvara dayanarak kalkmak
28. Namazda alnından toprak silkmek
29. Bir rekatte okuduğu zammı sure ile, bunu takip eden rekatte okuduğu zammı süre arasında sadece bir sure atlamak
30. Bir sonraki rekatta, bir önceki rekatta okuduğu zammı surenin evvelinden sure veya ayet okumak
31. Farz namazlarda bir sureyi bir rekatta iki defa okumak, veya bir sureyi her iki rekatte okumak
32. Farzın ikinci rekatinde, birinci rekatte okuduğundan üç ayet fazla okumak
33. İmama uyanın imamla birlikte Kur’an okuması
34. Özürsüz, alnındaki sarığın üzerine secde etmek
35. Kıyamda iken özürsüz olarak duvara dayanmak
36. Kıyamda sağa veya sola eğik vaziyette durmak
37. Özürsüz, tek ayak üstünde durmak
38. Namaz içinde ayet ve tesbihleri parmakla saymak
39. Cemaatle namaz kılınırken yalnız namaz kılmak
40. İmamın mihraptan başka yere durması
41. İmamın bir zirâ (50cm) alçak yerde durup, cemaatin imamdan yüksekte durması
42. İmamın bir zirâ (50cm) yüksek yerde durması; (Eğer imamın yanında bir kişi bulunursa mekruh olmaz.)
43. “Besmele” ve “âmin”i açıktan okumak
44. Kırâatı rükua inerken tamamlamak
45. Tekbirleri yerlerinde almamak, her zikir ve kırâati (okumayı) yerinde yapmamak
46. Rüku ve secde tesbihlerini başını kaldırdıktan sonra söylemek
47. Omuzu açık ve kolları sıvalı olarak namaz kılmak
48. Önünde bir canlının geçmesi ihtimali olan yerde önüne sütre (herhangi bir cisim) dikmeyi terk etmek
49. Bir şeyi koklamak
50. İşitilmeyecek derecede üflemek (işitilecek dercede üflenirse namaz bozulur)
51. Başa mendil ve benzeri bir şeyi sarıp tepesini açık bırakmak
52. Ağzını ve burnunu örterek namaz kılmak
53. İkinci defa toplanan cemaate imam olacak şahsın mihraba durması.

İstanbul Camileri

Sultanahmet Camii (Sultanahmet, İstanbul)

17.yy da Sultan I.Ahmet tarafından yaptırılan Sultanahmet Camii, tarihi yarımadada muhteşem mimarisi ve 6 minaresi ile şüphesiz İstanbul’un ve dünyanın en güzel mimari yapılarından ve camilerinden birisidir.

Sultanahmet meydanının ve tarihi yarımadanın en görkemli ve her yerden görünen camisi olan Sultanahmet Camii, 1609-1616 yılları arasında 14 yaşında padişah olan I.Ahmet tarafından Sinan ekolünden gelen Mehmet Ağa’ya yaptırılmıştır. Muhteşem İznik çinileri ile süslü olan Sultanahmet Camii’ne mavi çinilerinden dolayı “Mavi Camii” de denilmektedir.

Dünyadaki tek 6 minareli camii olma özelliğine sahip Sultanahmet Camii, 16 şerefeli, 23.5 metre çapındaki ana kubbe üzerinde ve 5 metre çapındaki ayakları üzerinde yükselmektedir.

Sultanahmet Camii
Sultanahmet Camii

Süleymaniye Camii (Tarihi Yarımada, İstanbul)

Kanuni Sultan Süleyman’ın onuruna Mimar Sinan tarafından 1550-1557 yılları arasında yapılan Süleymaniye Camii de muhteşem mimarisi ve İstanbul’a hakim konumu ile ziyaretçilerin büyülemektedir.

Klasik Osmanlı mimarisinin en önemli örnekleri arasında sayılır. Mimar Sinan, “Kalfalık dönemi eserim” dediği Süleymaniye Camii’nin içerisindeki akustiği farklı teknikler kullanarak mükemmel hale getirmiştir. 53 metre yüksekliğinde, 26.5 metre çapındaki merkezi kubbeyi, fil ayağı denilen dört büyük paye taşır.

Süleymaniye Camii
Süleymaniye Camii

Eyüp Sultan Camii (Eyüp, Haliç, Tarihi Yarımada, İstanbul)

Eyüp Sultan Camii, Haliç’in kuzey ucunda Eyüp’te bulunmaktadır. Aynı zamanda İslamiyet’i ilk kabul edenlerden ve Arapların İstanbul’u kuşatması sırasında şehit olan Hz. Eyyubu El-Ensari’nin gömüldüğü yerdedir. dönem içerisinde Fatih Sultan Mehmet’in emriyle buraya bir türbe, yanına da bir cami yapılmıştır.

1458 yılında yapılan ilk cami yıkılmış ve bugünkü cami Sultan III. Selim zamanında 1798-1800 yılları arasında yaptırılmıştır. Eyüp Sultan Camii ve etrafındaki Pierre Loti tepesi çok sayıda ziyaretçi akınına uğramaktadır. Aynı zamanda önemli İstanbul camileri yer almaktadır.

Eyüp Sultan Camii
Eyüp Sultan Camii

Fatih Camii (Fatih, Tarihi Yarımada, İstanbul)

Fatih Camii, 1463 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış olup Fatih semtinde bulunmaktadır. Bünyesinde medrese, hastane, kütüphane, kervansaray ve hamam barındırmaktadır.

Aynı zamanda önemli İstanbul camileri arasında yer almaktadır.

Fatih Camii
Fatih Camii

Ortaköy Camii, Büyük Mecidiye Camii (Ortaköy, İstanbul)

Ortaköy Camii, İstanbul’un en güzel camilerinden birisidir. Esas adı Büyük Mecidiye Camii’dir.

Ortaköy semtinde İstanbul Boğazına nazır bir konumda bulunan ve 19.yy da Sultan Abdülmecit tarafından yaptırılan Ortaköy Camii, en popüler İstanbul fotoğraflarında da yer almaktadır.

Aynı zamanda önemli İstanbul camileri arasında yer almaktadır.

Ortaköy Camii
Ortaköy Camii

Rüstem Paşa Camii

(Haliç, Tarihi Yarımada, İstanbul)

Eminönü semtinde bulunan ve 1561 yılında Mimar Sinan tarafından yapılan Rüstem Paşa Camii mimari yapısı ve İznik çinileri ile Osmanlı döneminin şaheserleri arasında ve aynı zamanda önemli İstanbul camileri arasında yer almaktadır.

Rüstem Paşa Camii
Rüstem Paşa Camii

 

Beyazıt Camii (Beyazıt, Tarihi Yarımada, İstanbul)

Tarihi Yarımadada Beyazıt meydanının hemen yanında bulunan Beyazıt Camii, 1505 yılında Sultan II.Beyazıt tarafından yaptırılmış olup önemli İstanbul camileri yer almaktadır.

Döneminde Beyazıt Külliyesi olarak yaptırılan bölgede camii, medrese, hamam, mutfak, kervansaray ve konaklama yeri bulunmaktaydı. Bunlardan mutfak ve kervansaray halen İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi olarak hizmet vermektedir. Dönemin medresesi ise Türk Hat Sanatları Müzesi olarak hizmet vermektedir.

Beyazıt Camii
Beyazıt Camii

Şehzade Mehmet Camii (Fatih, Tarihi Yarımada, İstanbul)

Beyazıt semtinde bulunan Şehzade Camii, Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mehmet’in anısına 1544-1548 yılları arasında yaptırılmıştır.

Şehzade Mehmet’in türbesi de Caminin bahçesinde bulunmaktadır.

Şehzade Camii
Şehzade Camii

Kalenderhane Camii (Fatih, Tarihi Yarımada, İstanbul)

Fatih Beyazıt arasında 12.yy Bozdoğan Su Kemeri yakınında bulunan Kalenderhane Camii, Osmanlı döneminde dervişler için yaptırılmış güzel camilerden birisi ve aynı zamanda önemli İstanbul camileri arasında yer almaktadır.

Kalenderhane Camii
Kalenderhane Camii

Sokullu Mehmet Paşa Camii, Küçük Ayasofya (Tarihi Yarımada, İstanbul)

1557 yılında Mimar Sinan tarafından yapılan Sokullu Mehmet Paşa Camii, tarihi yarımadaya hakim bir konumda Küçük Ayasofya semtinde bulunmaktadır.

Sokollu Mehmet Paşa Camii
Sokollu Mehmet Paşa Camii

Aziz Mahmud Hüdayi Camii’nde İşrak Namazı

Aziz Mahmud Hudayi Vakfı
Aziz Mahmud Hudayi Vakfı
Aziz Mahmud Hudayi Vakfı

İstanbul Üsküdar’da yer alan Aziz Mahmud Hudayi Camii’nde her pazar kılınan sabah namazının ayrı bir önemi var.

Sabah namazlarını Hafız Mustafa Efe kıldırıyor. Sonrasında cemaatle birlikte zikir yapılıyor.

Ardından Adem Ergül Hoca’nın sohbeti başlıyor. Güneş doğduktan 45 dakika sonrasına kadar bu sohbet devam ediyor. Sonra da 2 rekat işrak namazı kılınıyor. Allah Rasûlü (s.a.v)’ün sünneti olan işrak namazı’nın nafile bir hac/umre sevabı var.

Ardından da tüm cemmat Camii’nin yanında yer alan bölümde Hüdayi çorbası içiyor. Çorba içilirken cematta yer alan adını bilmediğim amcanın yaptığı dua da herkes tarafından bekleniyor 🙂

Sizi de gaflet uykusundan uyanıp Pazar günleri Aziz Mahmud Hudayi Camii’ne bekleriz 🙂